SEMBOLİST DÜŞÜNCE
Sembolist düşünce
- Carlyle İdealizmi’ne,
- Schopenhauer Kötümserliği’ne,
- Hartmann’ın bilinçaltı felsefesine,
- Sanatın amacının doğanın derinliklerinde ve insanın ruhundaki gerçeği yakalamak olduğuna inanan Wagner’e dayanır.
İDEALİZM
Dış dünyayı kesinlikle reddetmeksizin, dünyayı ve var oluşu bilinç ile düşünceye önem vererek açıklayan, gerçek yaşama ancak insanın beyninde ulaşan, hemen hemen biçimsiz bir madde olarak kabul eden bir felsefedir. Duygu beyinde düşünce eylemi sırasında esrarengiz işlemlerden geçtikten sonra çoğalır, güçlenir ve özneye bağımlı olarak gerçek bir varlık kazanır. Demek ki, bizi çevreleyen herşey, bizim dışımızda bulunan herşey, ancak biz var olduğumuz için vardır. Öyleyse, ne kadar çok düşünen beyin varsa, o kadar değişik sanat vardır.
FİZİKÖTESİ KÖTÜMSERLİK (Pessimisme Métaphysique)
Alman düşünür Arthur Schopenhauer (1788-1860), herşeyi kötü gören ya da kötülüğü iyiliğe egemen sayan düşünceyi geliştirmişti. Kant’ın en kıymetli öğrencisi, Nietzsche’nin ilk akıl hocasıdır. Geliştirdiği düşünce, bir anlamda nihilizmdir, hiçbir şeye inanmamaktır. Bazı görüşlerini paylaşıyoruz:
- Hiç doğmamış olmak, doğmuş olmaktan çok daha iyidir.
- Var olmak, acı çekmektir.
- İnsan, olsa olsa olumsuz bir mutluluğa erişebilir ki, bu da acıların kısa sürede azalmasından başka bir şey değildir.
- Evren, bundan başka türlü olamaz.
- Ölüm, bir görünüşten başka bir şey değildir. Gerçekte ölüm yoktur, yaşamak vardır. Ölümü önemseyişimizin nedeni, doğumu önemseyişimizdir.
- Dünya, alemlerin en iyisi değil, tersine en kötüsüdür.
- Acı, sevinçten çoktur.
- Evren, birbirlerini sürekli yiyenlerin yeridir. Şu halde, aslolan erdem değil, erdemsizliktir.
- Erdem, evren düzenine aykırıdır.
- Erdem denmeye değer tek eğilim acımaktır.
- İnsan acır ve büsbütün mutsuz olur. İşte erdemin insana kazandıracağı…
- Kendini yenme çabaları, çalışma sevgisi vs. incelmiş bir bencillikten başka bir şey değildir. Schopenhauer, acımak erdemini Budist töresinden almıştır. Budizmin töresel ilkesi acımak ve sevmektir.
- “Binbir bela sizleri hiçbir zaman rahat bırakmayacaktır. O belaları birer birer yok etmeye çabalamakla geçecek ömrünüz.”
- Evlenmek, kendini yenmek gücünü gösteremeyenlere acımadan ötürü verilmiş bir izindir. İsa, böylesine utanç verici bir kötülüğü işleyen bir adamın oğlu olamazdı.
- Düşünce gücümüz, tutkularımızın, eğilimlerimizin boşluğunu anlamak içindir.
- Acının, sanat ile, en çok da müzik ile aşılabileceğini öne sürmüştür.
BİLİNÇALTI
Bilinçaltı fikri Avrupa’da 1880’lerde Zeitgeist’ın çok büyük bir bölümünü oluşturuyordu. Bu dönem Freud’un klinik pratiklerine başladığı zamana denk düşüyordu. Bu fikir sadece meslekten olanlara değil, halka da çok ilginç geliyor ve konu hakkında büyük tartışmalar yapılıyordu. Von Hartmann tarafından 1869’da yazılan Bilinçaltı Felsefesi başlıklı bir kitap o kadar popülerdi ki, kitabın 1869 ve 1882 yılları arasında dokuz baskısı yapılmış, 1870 ve 1880 yılları arasında Almanya’da başlıklarında “bilinçaltı” kelimesi geçen en azından yarım düzine kitap basılmıştı.
Leave A Reply