
Feng Shui’nin uğurlu sembollerinden olan mistik düğüm, mutlu, şanslı ve uzun bir yaşamı simgeler. İçinde altı tane sonsuzluk işareti taşıyan düğüme bu yüzden sonsuz düğüm de denir (Çincede Pan Chang).
Bu düğüm aynı zamanda Budizm için de 8 kutlu sembolden biridir. Başı sonu olmayanı sembolize etmesiyle, Budist felsefenin doğum ve yeniden doğum döngüsünü yansıtır.
Bu sembolün, birbirine dolanmış iki yılan gibi iki karşıt gücü, iyi ile kötüyü temsil ederek evrende uyumu sağladığı, dolayısıyla yin yang gibi olduğu da düşünülür.
İç içe geçen ilmekler, aynı zamanda sonu gelmeyen neden-sonuç ilişkisini yansıttığından, geçmiş, bugün ve geleceği temsil ettiği; gelecekte meydana çıkacak olumlu sonuçlar için adımların bugün atılması gerektiğini hatırlatır.
Mistik düğüm, Feng Shui’de, engeller, şanssızlıklar ya da kazalarla engellenmemiş uyumlu bir akışı temsil eder. Bu nedenle, Feng Shui tılsımlarında bolluk, sevgi ve koruma için kullanıldığı gibi, kalp kırıklığı, hastalık, kaza, şanssızlıktan koruma için de kullanılır (1).
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu
- Feng Shui, Çinliler’in mistik inançlarıyla, halk kültürlerinin, astrolojinin, astronominin, topografi çalışmalarının, davranış bilimlerinin, hayvan simgeciliğinin, numerolojinin, beş temel maddenin (su, ateş, hava, metal ve ahşap) ve Çin bilgeliğinin bir karışımıdır. Feng Shui’nin bazı uygulamaları, şans getirsin ya da işin gelişmesini sağlasın diye, tasarımlarda ve ev yerleşimlerinde, binaların yerlerine ve ölçülerine karar verirken, bahçeleri planlanırken göz önünde tutulan kurallar bütünüdür. Yeni bir bina yapılacağı zaman, o binanın dünya ile uyumlu olabilmesini sağlamak için jeomansi ilminde yetişmiş bir kimseye başvurulurdu. Dünyada da insanda bulunan çakra sistemi ile aynı özellikleri sergileyen merkezler, güç noktaları, ley hatları (manyetik alan noktalarını birbirine bağlayan hatlar) olduğu düşünülür (2).
- Pusula, antik Çin’in büyük icatlarından biridir. Pusulanın icadından evvel kullanılan azimut ile sadece sekiz yön tanımlanabiliyordu. Pusula, yön ölçümünü daha kesin hale getirdi. Antik Çin’de icat edilmiş jeomanyetik bir alet olan geleneksel Wan’an pusulası, modern zamanlarda Feng Shui gereci olarak; astronomi, coğrafya, askeri faaliyetler ve denizcilikte olduğu kadar mesken ve mezar yerlerinin belirlenmesinde de yaygın olarak kullanılıyor (3).
- İnsan ve doğa arasındaki birlik kavramı, Çin felsefesinin özü olduğundan doğayı anlamak ve dönüştürmek için Çinliler bir dizi yöntem geliştirdiler. Bunlar, evrenin yasalarına yönelik gözlemlerden doğdu. En önemli işlerden en sıradan işlere kadar her şeyde insan ve doğa arasındaki uyum anlayışı önemsenir. Temel atmak ve evi doğru yere inşa etmek için uğurlu gün seçilir. Tanrıların himayesini kazanmak ve konutun sakinlerini her türlü felaketten korumak için evin cephesini uğurlu tarafa baktırmak gerekir. Doğru yeri seçmek konusundaki yöntemin adı toprak falı alameti teorisi ya da Feng Shui ‘dir. Bu teori, insanların yaşam ortamı ve coğrafi konum seçimine ilişkin çalışmaları kapsar. Teori, çok çeşitli disiplinleri ve coğrafya, jeoloji, astroloji, meteoroloji, mimarlık, peyzaj bilimi, ekoloji, psikoloji ve insan hayatı üzerine bilgi bilimi gibi doğa bilimlerini de ilgilendirir. Teori, Çin klasiklerinin en eskisi olan Değişimler Kitabı’na dayanır ve kitap sürekli mükemmelleştirilmiştir. Feng Shui’nin Çin’in siyaset, ekonomi ve kültürü üzerinde binlerce yıl boyunca derin etkileri olmuştur. Feng Shui’nin özünü, insana dost olan doğal bir ortamın seçilmesi oluşturur (3).
- Farklı Feng Shui okullarının pusulaya ilişkin farklı jargonları vardır. Bu nedenle, Çin pusulası Çin numerolojisinin ansiklopedisi gibidir. Pusulanın yüzeyi, merkezinden kenarlara doğru belli bir sırayla yazılmış çok sayıda eş merkezli çember, coğrafi konum, güneşle ilgili terim ve astronomik takvim ile kaplıdır. Feng Shui ustası için pusula, vazgeçilmez bir konumlandırma aracıdır. Çin’de bir şehrin genel planlamasının veya bir evin iç dekorasyonunun belirlenmesi için gereken pusula okumasını yapan Feng Shui ustası büyük talep görür. Bu beceri genellikle aile mirası olarak saklı tutulur ve genellikle aile dışından kişilere aktarılmaz (3).
- yüzyıldan 20. yüzyıl başlarına kadar Yuan, Ming ve Qing Hanedanlarının başkenti olan Beijing’de, ana saraylar kuzeyden güneye doğru uzanan merkez aksında yer alır. Bu mimari düzen ve yönelim, Çin’in geleneksel Konfüçyüs kültürünü de yansıtıyor. Aynı zamanda kuzeyin soğuk kış aylarında binaların yeterince güneş ışığı almasına imkan tanıdığı için doğal çevre açısından da uygun oluyor (3).
Yararlanılan Kaynaklar
- chinesehoroscop-e.com
- Feng Shui, Lillian Too, Element Books Limited, 2000.
- Barışa Doğru Rehberlik, China Today, Şubat-Mart 2019 sayısı tarafından yapılan derlemeden.


Leave A Reply