- Uyumsuz tiyatronun önde gelen yazarlarından biri olan Romen yazar Eugène Ionesco (1909-1994), yalnızca sözcükler önemlidir, gerisi gevezeliktir, der.
- Dilsel alışkanlıklar, çoğu zaman dile getirilmemiş duyguların önemli belirtileridir, der Umberto Eco.
- Tüm Nazi ya da faşist okul kitaplarında, karmaşık ve eleştirel akıl yürütmenin araçlarını sınırlandırmak üzere, son derece kısıtlı bir sözcük dağarcığı ve ilkel bir söz dizimi temel alınır.
- Avusturyalı kadın yazar Ingeborg Bachman (1926-1973), dili bir şehirle kıyaslamıştı. Şehir ve dil aynı ütopyayı ve aynı yıkımı içerir, şehrimizde de dilimizde olduğumuz gibi düşler kurar ve kayboluruz, dil de şehir de sadece bu düş kurma ve yolunu kaybetme biçimidir. Venedik’i bir dille karşılaştıracak olursak, Venedik’te oturmak Latince çalışmak gibidir, ölü bir dil, tıpkı Venedik gibi, hayalet dildir; o dili konuşamayız ama o hala kendi tarzında titreşir, mırıldanır, fısıldar.
- İngiliz dilbilimci David Crystal (1941-), Dillerin Katli adlı kitabında 2100’e gelindiğinde dünya dillerinin yüzde 50 ila 90’ı ölmüş olacak diye yazar.
- Bir dili öğrendiğimizde sadece bir iletişim aracını edinmiş olmayız, bir kültürün müşterisi oluruz.
- Kişinin söylediklerinde ciddi olup olmaması ya da bir başkasını taklit etmesi bir yana, bazı ifadeler her daim nefret içerir.
Yararlanılan Kaynaklar
- Beş Ahlak Yazısı, Umberto Eco, Can Yayınları, 2014.
- Çıplaklıklar, Giorgio Agamben, Alef Yayınevi, 2017.
- Ben Buradan Okuyorum, Tim Parks, Metis Yayınları, 2014.
Alef Yayınevi, Ben Buradan Okuyorum, Beş Ahlak Yazısı, Can Yayınları, Çıplaklıklar, David Crystal, dil, Dillerin Katli, Dilsel alışkanlıklar, Eugène Ionesco, Giorgio Agamben, Ingeborg Bachman, Metis Yayınları, Tim Parks, Umberto Eco, Venedik
2 Comments
Güzel ve dopdolu yazılarınızı özlemişim. Teşekkürler.
Yazılar sizin adınızla değil, wordpress göndereni olarak geldi.
Nazik yorumunuz için teşekkür ederim Hayri Bey.