Otuz yıl boyunca Dominik Cumhuriyeti diktatörü olan Rafael Leonidas Trujillo yönetimi sırasında, kilise Dominikli çocukların toplu vaftizlerini yaparken vaftiz babası olarak hazır bulunurdu. Zamanla bütün tebaasının vaftiz babası haline geldi. CIA bu diktatöre karşı bir darbe örgütlemek istediğinde tek bir gönüllü bulamadı: Hiç kimse kendi vaftiz babasına el kaldırmak istemedi (1).
Afrika’da ne zaman bir diktatör ele geçirilse, bunu izleyen sorgulamanın, dayakların, işkencelerin tümü kaçınılmaz olarak tek bir şey çevresinde döner: özel banka hesabının numarası. Yerel kanıya göre, politikacı, silah ve uyuşturucu ticareti yapan ve kariyerinin çok uzun sürmeyeceğini, eninde sonunda kaçmak zorunda kalıp sonraki yaşamını sürdürebilmek için paraya ihtiyaç duyacağını bilerek yabancı hesaplarda para saklayan bir suç çetesinin lideriyle eş anlamlıdır (2).
Taliban teröründen kaçan bir gemi dolusu mülteciyi kıyılarına yaklaştırmayan Avustralya donanması faşizmin ortaya çıkışıdır; biz-ve-siz zihniyetinin arttığının bir göstergesidir. Bu faşizm, şiddetleri ve süreleri farklı olan savaşları beraberinde getirdi; belki de en kötüsü, korkunç İrlanda iç savaşıydı; Bosna Hersek’teki etnik temizlikti. Bunlar, sebepleri baskılama politikasına ve doğal kaynaklara yönelik yarışlara kadar dayansa da, halkların dışlayıcı ve dar bakış açısının ürünleri olan savaşlardır (3).
Afrika ile ilgili bir endişe kaynağı da sınırlardır. Sınırların 1884’te gerçekleşen meşhur Berlin Batı Afrika Konferansı’nda çizildiği biliniyor. Afrika, barındırdığı ülkelerin sınırlarını hiçbir zaman kendisi çizmemiştir; bu sınırlar ona başkaları tarafından aşağılayıcı bir şekilde dayatılmıştır (4).
Dış güçler ve ulus ötesi şirketler diktatörlüklerle iş yapmayı severler. Diktatörün ilgilendiği şey, yabancılara ‘yerliler arasında düzen ve disiplini sağlamada’ yardım etmektir; maden arama çalışmaları sebebiyle ülke toprakları zarar görür, sürekli olarak atmosfere karışan petrol gazları fauna ve çevreyi yok eder, geleneksel olarak balıkçılık yapılan göller kirlenir, toksik atıklar ve akciğer hastalıkları insanların ölümüne sebep olurken gökyüzünden kuş cesetleri yağar. Böylece, askeri darbelere, tek partili sözde demokrasilere bahane bulunmuş olur. Kıtayı modern dünyaya dahil etme açısından bir gereklilik olan diktatörlük miti, sadık demokratları, kafirler ve dininden dönenler olarak adlandıran ticaret heyetlerinin kutsal kitabı olur (5).
Yararlanılan Kaynaklar
(1) Abanoz, Ryszard Kapuscinski, Habitus Yayıncılık, 2016. Sayfa 227.
(2) A.g.e., sayfa 232.
(3) Afrika’ya Dair, Wole Soyinka, Hece Yayınları, 2018. Sayfa 20, 21.
(4) A.g.e., sayfa 22.
(5) A.g.e., sayfa 25, 26.
Leave A Reply