Shakespeare ile anılan, 1599 yılında Londra’da açılan I. Elizabeth dönemi tiyatrosu the Globe, 1613 yılında yanmış. Aynı yere aynı isimle 1614 yılında açılan ikinci tiyatro ise 1642 yılında Püritenler tarafından yıkılmış. Orijinal yerine çok yakın bir yerde açılan modern Globe Tiyatrosu ise 1997 yılında, orijinalinden daha küçük bir seyirci kapasitesiyle (eskisi 3000, yenisi 1400 kişi), 1599 ve 1614 yılı yapımlarına benzetilerek yapılmış.
Tiyatronun içinde gezip görecek çok şey var.
Bu bölümlerden biri de kostüm bölümü. Kraliçe I. Elizabeth’in ve döneminin giysileri üzerine de çalışılmış. Bunun için kraliçenin tabloları yol göstermiş. 16. yüzyıl şartlarına mümkün olduğunca yakın şekilde giysiler üretilmiş. Pek çok katmandan oluşan giysiyi iki kişinin yardımıyla giymek 90 dakika sürmüş. Ayrıca, kel takkesinin giyilmesi, peruğun takılması ve makyaj da bir o kadar zaman gerektirmiş.
Önce, eteğin kabarık durması için keten bir jüpon giyiliyor, daha sonra silueti şekillendirmek amacıyla balenli sert bir korse takılıyordu. Çemberli iç eteğin amacı vücudun alt kısmını büyük, korsenin amacı ise göğüsleri küçük göstermekti. Çemberli iç eteğin mucidi 15. yüzyılda İspanyollar olmuş, daha sonra jüpon Avrupa’da moda olmuştu. İspanyol iç eteği ile korsesi birbirine bağlı olurdu. Eteğin arzu edilen dökümü kumaş çemberlere tutturularak verilirdi. Elbisenin üzerine, genelde omuzları dantelli bir pelerin alınırdı. En son kolalı keten ve/veya dantel bir kırma yaka takılırdı. Şapka peruğa iğneleniyor, üzerine de mücevher takılıyordu.
O dönemin lekeleri idrarla gideriliyormuş. İdrar toplanıyor, üç hafta, yani fermente oluncaya kadar saklanabiliyormuş. Yüksek derecede östrojen içerdiğinden hamilelerin idrarı tercih edilir, çok içki içenlerin idrarı hiç işe yaramazmış. İdrar ayrıca boyayı sabitlemede, deri tabaklamada ve beyazlatma işlemlerinde de kullanılırmış.
İsviçreli sanat tarihçisi Heinrich Wölfflin (1864-1945), bir çağın hangi tavırları ya da hareketleri beklediği ilk başta kıyafette kendini gösterir, der.
Mimarlık Psikolojisine Öndeyişler, Heinrich Wölfflin, Janus Yayıncılık, 2019. Sayfa 99.

Kumaşta 16. yüzyıl desenine sadık kalınmış. Elbise, teker teker el dikişi ile kumaşa tutturulmuş 1400’den fazla inci taşımakta.
Sue Bradley, Sean Barrett, Martin Adams ve Karen Marsh tarafından hazırlanan kostüm, tiyatronun 1997 yılı galasında Kraliçe I. Elisabeth olan aktris Jane Lapotaire tarafından giyilmiş.
Fotoğraflar: Füsun Kavrakoğlu, 2017.
Leave A Reply