- Rokoko döneminin renkli Güzelliği nefret edilen Ancien Régime’le bağdaştırılırken, Neo Klasikçi Güzellik, Fransız Devrimi’nin ve onu izleyen Napolyon İmparatorluğu’nun simgesi oldu. Denis Diderot (1713-1784) Güzelliği, duyarlı insan ile doğa arasındaki etkileşim olarak ele aldı. Diderot’ya göre, Güzellik hakkında herhangi bir kanıya varılması bu etkileşimin algılanmasına bağlıydı. Gerçek Güzellik türü, ilişkileri algılama biçiminden ibarettir. Yeryüzünde bir nesneyi aynı şekilde güzel gören ve o nesneyle aynı ilişkiyi kurabilecek iki insan yoktur. Güzellik her zaman zeka ürünü bir nedene dayanmaz.
- 18. yüzyıl aşk romanlarında Güzellik, tutkuların iç gözüyle görülen ve Romantizm’in ilk işaretlerini barındıran bir özelliğe dönüşür. Immanuel Kant’a (1724-1804) göre Güzellik, herhangi bir kavramdan doğmadan, böyle bir kavramla bağlantısı olmadan, nesnel açıdan keyif verendir; keyfin konusu, Güzel olarak tanımladığımız şeydir. Güzelliğin evrenselliği de kişiseldir. Muğlak Güzelliğin, arabeskin ve soyutun tanımlanamaz doğası bu yüzyılda yasallaşır. Romantikler muğlak Güzelliğe sınırsız bir alan tanımışlar, sonunda onu Güzelliğe eşit kılmışlardı. Aynı asırda, Marquis de Sade’ın (1740-1814) temsilcisi olduğu acımasız ve karanlık Güzellik kavramı doğdu. Buna göre, bedenlerin Güzelliğinin ifade ettiği tek şey işkencecinin zalim zevki ya da kurbanın ıstıraplarıdır.
- 18. yüzyılda deha, zevk, hayal gücü ve duygu gibi yeni bir Güzellik kavramının doğmak üzere olduğunu belirten sözcükler yaygınlaştı. Deha ve hayal gücü güzel bir şey keşfeden ya da yaratan kişiler; zevk ise bu Güzelliği değerlendirme yeteneğine sahip olanlar için kullanıldı. Güzelliğin algılayıcıya güzel görünmesinin, duyulara ve zevke bağlı olduğu fikri, felsefi çevrelere hakim oldu. Farklı felsefi çevrelerde ise Yücelik fikri taraftar kazandı. Yücelik hem yaratıcının hem de sanat eserini algılayanın duygusal katılımını tetikleyen ulu ve soylu tutkuları ifade eder. Estetik beğeni ikiye ayrılır: Güzellik ve Yücelik. Yücelik, daha önce Güzelliğe atfedilmiş pek çok özelliği kazandı. Aynı zamanda gezginler çağı olan 18. yüzyıl egzotik, ilginç, tuhaf, farklı ve şaşırtıcı olandan alınan zevkin gelişmesine yol açtı.
- 18. yüzyılın ikinci yarısında Gotik yeniden canlandı. Edmund Burke (1729-1797), Yücelik temasının yayılmasına katkıda bulundu. Burke’a göre Güzel olanın tipik özellikleri çeşitlilik, küçüklük, pürüzsüzlük, aşamalı değişim, duyarlılık, duruluk, açık renklilik, zerafet ve inceliktir. Güzellik hoşa giden şeyi mutlaka tüketme ya da ona sahip olma arzusundan bağımsız zevk veren bir şeydir; Yücelik’le ilgili dehşet, bize hükmetmeyen ve zarar vermeyen bir dehşettir. Güzellik ve Yücelik arasındaki derin ilişki bu benzerlikten kaynaklanır. Kant matematik Yücelik ile dinamik Yücelik arasında ayrım yapar. Matematik Yüceliğin tipik örneği yıldızlı gökyüzü manzarasıdır. Bu bizi, hayal gücümüzün erimini aşan bir sonsuzluk varsayımına yöneltir. Dinamik Yücelik için en tipik örnek ise fırtına görüntüsüdür. Burada aklımızı sarsan sonsuz güç izlenimi önemlidir.
- 18. yüzyıldan itibaren endüstriyel bir Güzellik doğmaya başlamıştır.
- Romantizm’in gerçek yeniliği zıtlıkları bir araya getirmektir. Güzel, bir biçim olmaktan çıkar ve Güzellik biçimsizlik ve kargaşa anlamına gelir. Romantik Güzellik kavramı, Güzelliğin bir tutku ve duygu karışımına dönüşerek, tutkuların gücüne direnemeyen Aşık Güzellik, kahramanların savunmasız kaldıkları trajik bir Güzelliktir. Ölüm bile çekicidir ve güzel olabilir. Romantikler doğanın Güzelliğini tanımlamak yerine içine girerek doğrudan hissetmek istemiş, ay ışığında kaygılı yürüyüşleri tercih etmişlerdir. Romantik kahraman, duyguların gücüne kapılıp giden, melankolik hislere direnemeyendir. Melankolik eğilimleri olan kişilere Yücenin uyandırdığı duygular Güzelden daha çekici gelir. Romantikler durağan ve uyumlu değil, dinamik ve uyumsuz bir Güzellik peşindeydi.
- Hegel’deki (1770-1831) sonsuzluk özlemi, Güzel Ruh düşüncesiyle bağdaşır. Hegel’e göre doğruluk ve iyilik bir arada sadece Güzellik içinde yer alır.
- Klasik görüşe göre Güzelliği yaratan Gerçekti. Güzellik ile Gerçek bir yerde aynıydı.
- Romantikler için gerçeği yaratan Güzellikti.
- Rousseau’nun (1712-1778) uygarlığa başkaldırışı, kusursuz bir klasikçi olan Rafaello’ya karşı bir başkaldırıyı getirdi. Ön-Rafaelci akım, kasvetliye ve ölümlüye olan eğilimiyle Güzelliği klasik kanonlardan kurtararak, karmaşık, ahlakçı ve erotik Güzelliği gündeme getirdi. Güzellik artık çirkinliğin yadsınmasıyla değil, çirkinliğin Güzel’in diğer yüzü oluşuyla kendini ifade edecekti. Shakespeare’de de Güzellik çoğu kez groteskle, Çirkinlikle birlikte var olmuştu. Hugo (1802-1885), Romantik Sanat’ta Yüceliğin antitezi groteskin kuramcısıdır. Mutlak olana duyulan çoşku ve kadere boyun eğiş bir kahramanın ölümünü trajik hale getirir ve Güzelleştirir. Şeytan’ın insanlaştırılması olan satanizm ve vampirlikle ilgili temalar yaygınlaştı. Verdi’de (1813-1901) Güzellik çoğunlukla karanlığın, şeytanımsı olanın ve korkutucunun sınırlarında dolaşır. İl Travatore’de Güzellik ateş imajıyla ifade bulur. Güzellik ile ölüm arasındaki karamsar bağ Wagner’de daha da güçlenir. Güzelliğin yazgısı, tutku değildir, aşk için ölmektir.
- Empresyonistlerin eserlerinde belli belirsiz bir Güzellik hayali, ışık ve renk aracılığıyla belirir. Edgar Allan Poe (1809-1849), Zevkin bize Güzelliği öğrettiğini, Zevkin kendi yasalarına sahip bağımsız bir nitelik olduğunu öne sürer.
Aşık Güzellik, Denis Diderot, Edmund Burke, Empresyonistler, endüstriyel Güzellik, Gotik, grotesk, Hegel, Hugo, Immanuel Kant, karanlık Güzellik, Muğlak Güzellik, Neo Klasikçi Güzellik, Ön-Rafaelci, Rokoko, Romantik Güzellik, Romantizm, Rousseau, Verdi, Yücelik
Leave A Reply