Noh’un bir eğlence ritüeline dönüşmesi 1603’te Tokugawa Şogunluğu’nun kurulmasından sonra olduğu gibi Kabuki de ilk kez 1603’te Kyoto’da sergilenmiştir (1). Kabuki oyunlarını ilk sahneye koyan kişinin antik Japon Şintoist tapınağında dansçılık yapan Okuni olduğuna inanılır. Kabuki: Ka-müzik; bu – dans, oyun; ki – beceri, ustalık anlamına geliyor. Abartılı makyajda kullanılan kırmızı çizgiler dostluk, arkadaşlık, sevgi; mavi çizgiler kötülük, uğursuzluk ve çapkınlığı simgeler.
17. yüzyılda gelişen Kabuki, büyük pozlar, ateşli konuşmalar, parlak sahne efektleri ile karakterize edilir (2). Kabuki, geçmişle değil, şimdiki zamanla barışıktır. Bir oyun görünüşte geçmişte geçse bile ifade edilen duygular kesinlikle şimdiki zamana aittir; anakronizm neşeyle hoş görülmüş, hatta geleneğe burun kıvırmak olarak olumlu karşılanmıştır. Noh tiyatrosunda sahnede fiziksel çekime dair herhangi bir ima yasaklanmış, edep muhafaza edilmiştir. Kabuki’de performanstan sonra bir ücret karşılığında aktrist satın alınabilir. Hükümet genellikle Kabuki’ye fuhuş bölgelerinde hoşgörüyle bakıyordu. Bunlar, barış zamanında Samuray sınıfının enerjisini ve maddi kaynaklarını tüketmenin bir yolu olarak görülüyordu. Kabuki tiyatroları 1629 yılında kapatıldı ve yeniden açıldığında kadınların sahnede görülmesine izin verilmedi, kadın rollerine genç aktörler çıktı, sonra ona da kısıtlama getirildi. 1653’ten itibaren Kabuki’de tüm rollerin fiziksel cazibelerini azaltmak için kafaları tıraşlanmış yetişkin erkekler tarafından üstlenmesi kararlaştırıldı (3). Olay örgüsü ve sahne teknikleri yapaydır ama Kabuki, her şeyden önce virtüöz oyuncuların tiyatrosudur, oyunun metni ikinci derecede önemlidir. Seyirci aktörü izlemeye gelir (4). Kadın rolünü oynayan erkek oyuncu (onnagata), gerçek kadınları değil, geçmişteki onnagata’ları taklit eder (5).
Kuklaların geçmişi 11. yüzyılda tapınak ve mabetlere kadar gider ama günümüzdeki Bunraku kukla tiyatrosu, Okuni’nin Kabuki danslarıyla aynı zamanda ön plana çıkmıştır. Eşlikçisi şamizen 16. yüzyılda Güney Çin’den Japonya’ya Okinawa üzerinden gelmiş bir enstrümandır. Bunraku oyunlarının metinleri başlangıçta Kabuki’ninkilerden daha seçkindir, çünkü kuklalar cazibeden yoksundur ama sonunda iki tiyatro türü benzer repertuvara sahip olmuştur (6).
Kabuki oyuncuları, metinleri kendilerine uyarlamakta serbest davranırlar ama Bunraku’da anlatıcı, şamizen ve kukla arasındaki koordinasyon ihtiyacı metinden sapmaya imkan vermez. Her heceyi ezbere bilen Bunraku sanatçısı, metne hakimmiş gibi görünmemek için sayfaları uygun zamanlarda çevirir. Zaten oyun başlamadan önce de okuyacağı metni başının üzerine kaldırarak saygısını göstermiştir (7).
Haiku, ukiyo-e, kabuki gibi akla ilk gelen Japon kültür ögeleri, Japonya’nın iki yüz elli yıl kadar dış dünyaya kapılarını kapattığı Edo Döneminde (1603-1868) olgunlaşmıştır (8).
Yararlanılan Kaynak
(1) Japon Edebiyatının Zevki, Donald Keene, Vakıfbank Yayınları, 2023. Sayfa 118.
(2) A.g.e., sayfa 103.
(3) A.g.e., sayfa 119.
(4) A.g.e., sayfa 120, 121, 123.
(5) A.g.e., sayfa 122.
(6) A.g.e., sayfa 120.
(7) A.g.e., sayfa 124.
(8) Sadece Müzik, Haruki Murakami, Seiji Ozawa Söyleşisi, Doğan Kitap, 2021. Sayfa 92.
Leave A Reply