- 1970’ lerin başında kıtlaşan emek yüzünden yabancı işçi alındı veya üretim dışarı taşındı.
- 1980’ lerde Japonya artık Doğu Asya’nın tek dinamik ekonomisi değildir. Yeni zenginler: Güney Kore, Tayvan, Hong Kong, Singapur’dur.
- 1986’da Japonya’nın ticaret fazlası 16.2 milyar yen oldu.
Artık Japonya dünyanın en büyük sermaye ihracatçısı idi. Borsa işlem hacmi Wall Street’in üzerine çıktı. - 1980’lerin ikinci yarısında dünyada Japonya deneyiminin öğrenilme arzusu doğdu.
- 1988’de ABD, İkinci Dünya Savaşı’nda toplama kamplarında tutulan Japon asıllı vatandaşlarından özür dileyip 1.2 milyar dolar tazminat ödedi.
- 1993’te Japonya Başbakanı Tomiichi Murayama 1937’de 200 bin Asyalı kadının (Kore, Tayvan ve Filipinli) silahlı kuvvetler için seks kölesi olarak kullanılmasından dolayı özür diledi. Ancak halefleri, bu açıklamanın başbakanın kişisel görüşünü yansıttığını açıklayıp özrü geri aldı.
- Savaş sonrası Almanya, savaş mağdurlarından özür diledi ama Japonya böyle bir davranışta bulunmadı.
- Sovyetler Birliği’nin 1991 yılında dağılmasından sonra Rusya Federasyonu ile de San Francisco Barış Antlaşması imzalanmamıştır ve Japonya ile Rusya arasındaki toprak talepleri sorunu devam etmektedir.
- Ocak 1995 yılında meydana gelen Kobe Depremi’nde 5500 kişi öldü. 6.9 şiddetindeki deprem sonucu meydana gelen hasarın tutarı 100 milyar $ idi. 190 bin bina tahrip olmuş, Hanshin Expressway çökmüştü . Mezarlara tuz serpilerek rahatsız olmuş mezarlar arındırıldı. Hiç yağma olmadı.
- 2005 yılında, Tokyo’da, Budist bir sektin mensubu, metroya sarin gazı attı.
- Japonya Başkabakanı, Japonya Ulusal Dieti‘nin iki kanadı olan Temsilciler Meclisi ile Danışmanlar Meclisi tarafından belirlenerek, İmparator tarafından atanır. Kendisine bağlı olan ve yürütme yetkisini yerine getiren kabinenin üyelerini atayabilir veya azledebilir. Temsilciler Meclisi güvensizlik oyu vererek hükümeti düşürebilir. Başbakanlık makamı, Meiji Anayasası’nın yürürlüğe girmesinden dört yıl önce 1885’te oluşturulmuştur. Bugünkü biçimini 1947’de yürürlüğe giren Japon Anayasası‘yla almıştır.
- Ülkenin neredeyse yarısı, Japonya işgal edilse bile orduyu kullanmaya karşı. Japonya’nın bu ultra pasifizmi halkın bir kısmını da rahatsız ediyor.
- Başbakan Koizumi’nin, İkinci Dünya Savaşı’nda ölenlerin yattığı Yasukuni Türbesi’ni altı kez ziyaret etmesi olay oldu. Bu ziyaretler Çin ile ilişkilerin gerginleşmesine ve ikili üst düzey temasların beş buçuk yıl kesilmesine yol açtı. Yasukuni’de General Tojo ve 13 savaş suçlusu yatıyor. Koizumi, burayı ziyaret eden üçüncü başbakan oldu.
- 11 Mart 2011’de, Japonya‘nın Tōhoku bölgesinde 9,0 Mw büyüklüğünde bir deprem gerçekleşti. Bu depremin Japonya’da yaşanan en büyük deprem, dünyada ise en büyük ilk beş depremin arasında olduğu açıklandı. Deprem sonrasında bölgede yüksekliği 38 metreye varan tsunami dalgaları meydana geldi. Depremde 15,828 kişi hayatını kaybetti ve 3760 kişi hâlen kayıp olarak belirtiliyor. Kara ve demiryolları ağır hasar gördü, çeşitli yerlerde yangınlar çıktı ve bir barajın yıkılması bölgenin su altında kalmasına neden oldu. Kuzeydoğu Japonya’da 4.4 milyon ev elektriksiz, 1.5 milyon ev ise susuz kaldı, deprem sonucu gıda sıkıntısı da meydana geldi. Deprem sonucu Fukuşima Nükleer Elektrik Santralinde tsunami sonucu kazalar meydana geldi.
- Koizumi’den sonra başbakan seçilen ve şu anda da (Aralık 2013 itibariyle) ikinci kez başbakan olan Şinzo Abe, anne tarafından eski başbakanlardan ve Japonya’nın İkinci Dünya Savaşı’na girmesinde etkili olan liderlerden Nobusuke Kişi’nin ve eski parlamenter Kan Abe’nin torunu, Dışişleri eski Bakanı Şintaro Abe’nin oğlu. Yani milliyetçi kanattan. Çin-Japonya gerginliğinin sürmesinin mimarı olarak gösterildi.
- Abe’nin, anayasanın 9. Maddesini kaldırarak güçlü bir ordunun kurulmasını ve okullarda daha fazla vatanseverlik teması işlenmesini istediği biliniyor.
- Koizumi, 11 Eylül sonrası Hint Okyanusu’na Japon gemilerini göndererek Afganistan’daki Koalisyon Güçleri’ne yakıt ikmali yaptırmıştı ve bu, İkinci Dünya Savaşı sonrası Japonya’nın ilk deniz aşırı askeri operasyonu olmuştu. Daha sonra Japon askeri Irak’a da gönderilmişti.
- 1990’dan beri yaşanan beş resesyon ve 20 yıldır devam eden kötü büyüme rakamları Abe’nin ekonomi politikaları ile değişmeye başladı (Abenomics). Nikkei endeksi 2013’te %25 yükseldi, ilk çeyrekte Japon ekonomisi %3.5 büyüdü. Keynezyen iktisatçıları mutlu eden gelişmelerin yeterli olmadığını ifade edenlere karşı Abe, tüketicinin yükselmekte olan moralinin yukarı doğru hareketi bir müddet devam ettikten sonra reformlara devam edileceğini açıkladı. Japonya’da şu andaki hava Abemania olarak tanımlanıyor.
- Japonya, Hindistan’dan Avustralya’ya uzanan bölgede serbest ticaret alanı oluşturmak istiyor ve bu Çin’in büyüyen ekonomik gücünü tehdit ediyor.
- John’s Hopkins Üniversitesi’nde profesör olan Francis Fukuyama, Tarihin Sonu tezi ile adından çok söz ettirdi. Tezi şuydu: Modern Liberalizm tüm ideolojiler karşısında muzaffer olmuştur. Liberalizmin çözemediği veya çözemeyeceği bir meseleyi çözebilecek hiçbir muhalif ideololi yoktur. Bu anlamda tarih bitmiştir, artık tarihe ihtiyaç kalmamıştır. Batı dışındaki dünyanın ve liberalizmin dışındaki ideolojilerin tarih çamurlarında debelendiği, tek seçeneklerinin Batının tarihini taklit etmek olduğunu iddia eder. Fukuyama’ya göre, Sovyet rejiminin çöküşü liberal demokrasinin evrensel zaferidir. Huntington, Fukuyama, tarihin değil ideolojilerin sonunu kastediyor, diyor. Fukuyama, yeni kitabı, America At The Crossroads ile ödünsüz desteklediği Bush yönetimini eleştirdi.
Leave A Reply