
Katerina Sarayı adlı otelin bahçesinde kuş yuvaları.
Katerina Sarayı, 1879 Rus işgali döneminde Baltık mimari tarzında, Çar II. Nikola tarafından Hollandalı mühendislere yaptırılmıştır. Cumhuriyet döneminde konak, hastane, askeri bina olarak kullanılmış, sonra uzun müddet boş kalmıştır. 2015 yılında restore edilerek butik otel yapılmıştır.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu
Kars adı, MÖ 130-127 tarihleri arasında Dağıstan’dan gelerek bu havalide yerleşen Bulgar Türkleri’nin Velentur Boyu’nun Karsak Oymağı’ndan gelmektedir. Türkiye’de, Kars’tan daha eski Türkçe isim taşıyan bir şehrimiz yoktur.
“Bir ucu Kafkas Sıradağları eteklerine, Doğu Karadeniz’e ulaşan, Çoruh Irmağı kanyonlarını kapsayıp öteki ucu ile Sivas Platosuna, Orta Anadolu’ya, Kapadokya’ya açılan, Erzurum Dağlarını ve daha aşağılarda Ağrı Dağı’nı dolanıp Urartu zaman tünelinden Hazar Denizi’ne çıkan tarih katlarıyla….çok renkli bir multikültürel bir platform,” diye anlatıyor Tekin Sönmez Kars şehrini.
Kars,
Yaylası, ovası, vadisi, ormanı, nehirleri ile çok zengin bir coğrafyaya sahiptir.
Cadde ve sokaklarına, bağımsızlığına ve anavatana kavuşmasında emeği geçenlerin adları verilmiştir.
Halk oyunları bakımından en zengin illerimizden biridir.
Kars’ta inanç turizmi var, tarih turizmi, doğa ve spor turizmi var.
Yapılan kazı ve araştırmaların sonuçları, Kars’ın Paleolitik Çağ’dan başlayarak kesintisiz bir kültür silsilesine mekan olduğunu göstermiştir (Kars Valiliği, 2005, s. 18).
Sınırları içindeki Ani Antik Kenti 2016 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alındı.
Evliya Çelebi, 1646’da doğu illerini, Azerbaycan’ın, Gürcistan’ın kimi yörelerini gezmiştir. 1647’de Kars’a da gelmiş ve Seyahatname’sinde bu kente de yer vermiştir (27d, sayfa 441-467).
Namık Kemal Kars’ta bir konakta dedesiyle yaşadı, ilk şiirlerini burada kaleme aldı.
İlhan Koçulu gibi üretken bir aydına, Nuran Özyılmaz gibi bir girişimciye, Zümran-Kazım Ömür gibi ilerici bir aileye sahip bir kent burası.
Halkın sahip çıkmasının bir şehri kalkındırmasının ispatı bu kentimiz.
KARS
Öyle güzel ki ölürüm artık
Beyaz uykusuz uzakta
Kars çocukların da Kars’ı
Ölüleri yağan karda
Donmuş gözlerimin arası
Sen küçüğüm sımsıcak
Ne derler ona – bu kızakta
Boyuna türküler yakıyorsun ya
Sanki her türküden sonra
Hohlasan gök buğulanacak
Anla ki her durakta
Yok sınırları aşkın
O iyi yüzlü Tanrı
Beklesin dursun bizi
Kurduğumuz rahat tuzakta
Nasıl olsa yine bir gün
Döneriz bu yollardan geri
Senin bir elinde bir mendil
Öbüründe kuş sesleri
CEMAL SÜREYA
Kars Belediye Meclisi’nin Mehmet Aksoy’a yaptırdığı İnsanlık Anıtı, şehri ziyaret eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından beğenilmeyince 2011 yılında heykel kesilerek kaldırılmıştır. Sanatçı, açtığı davayı kazanmıştır (34, sayfa 132, 133).
Orhan Pamuk, Kar romanını yazmadan önce defalarca Kars’a gitmiştir. Romanın şehrin malzemesi ile kurulduğunu, ama şehre benzemediğini söyler. Kars’ı çok sevdiğini ama Kars’ın hikayesini değil, aklındaki bir hikayeyi anlattığını yazar (27b).
Orhan Pamuk’un Kar adlı romanının Kars’ta geçmesi de bu şehrimize dikkat çekmiş, Kars’a ilginin artmasıyla Doğu Ekspresi’nin seferlerinin artması birbirini izlemiştir.
Leave A Reply