Yararlanılan Kaynaklar
- Gerçeküstü, Rahatsız Bir Hikaye, Merve Arkunlar, Time Out İstanbul, Kasım 2009.
- İnsanları Seven Robot, Ömer Türkeş, Kitap Sanat, 28 Mayıs 2021.
- Edebiyatın İçine Müzik Girince, Eray Ak, Cumhuriyet Kitap, 17 Kasım 2011.
- İnsan mıyız, ‘Yaratık’ mı? Murat Özer, Radikal Kitap, 29 Nisan 2011.
- Uzak Tepeler, Kazuo Ishiguro, Can Yayınları, 1992.
- Çocukluğumu Ararken, Kazuo Ishiguro, Epsilon Yayıncılık, 2002.
- Beni Asla Bırakma, Kazuo Ishiguro, YKY, 2008.
- Avunamayanlar, Kazuo Ishiguro, YKY, 2009.
- Noktürnler, Kazuo Ishiguro, Turkuvaz Kitap, 2009.
- Değişen Dünyada Bir Sanatçı, Kazuo Ishiguro, YKY, 2015.
- Klara ile Güneş, Kazuo Ishiguro, YKY, 2021.
- Zıtlıklar Ülkesi Japonya 2, Mustafa Balbay, Cumhuriyet, 14 Temmuz 2019.
- Yurtdışında Edebiyat, Doğan Hızlan, Kitap Sanat, 6 Ağustos 2021.
- DomiNasyon, Pascale Casanova, der. E. Efe Çakmak, Varlık, 2009.
Günümüz İngiliz edebiyatının en önemli isimleri arasında sayılan Japon asıllı Kazuo Ishiguro, 1954 yılında Japonya’da Nagazaki’de doğdu. O beş yaşındayken ailesi İngiltere’ye göç etti. Kent Üniversitesi’nde İngilizce ve felsefe okudu, 1978’de mezun oldu. Mezun olduğu yıllarda sosyal hizmet görevlisi olarak çalıştı. East Anglia Üniversitesi’nde Malcolm Bradbury’den yaratıcı yazarlık dersleri aldı ve yazarlık hayatında önemli bir yeri olan Angela Carter ile tanıştı. 1982 yılında ilk romanı basıldı.
İlk romanı Uzak Tepeler (A Pale View of Hills) ile Winifred Holtby Anma Ödülü’nü kazandığında 27 yaşındaydı. (Royal Society of Literature tarafından 1967 yılında bu kadın edebiyatçının adı ile verilmeye başlanan bu ödül, 2004 yılından itibaren Sri Lanka doğumlu Sir Christopher Ondaatje’den ötürü Ondaatje Ödülü olarak verilmektedir.) Uzak Tepeler, savaş sonrası Nagazaki’de geçer ama atom bombasından hiç bahsetmez. İngiltere’deki hayatı Japonların gözünden değerlendirmedeki başarısıyla övülmüştür (2).
Romanda Japonya’daki Savaş sonrası durum da eleştirilir. “Terbiye, sadakat, bu gibi şeyler bir zamanlar Japonya’yı bir arada tutuyordu. Bu, size hikaye gibi gelebilir, ama doğru. İnsanlar bir görev duygusuyla birbirlerine bağlıydılar. Ailelerine, üstlerine, ülkelerine. Ama şimdi bunların yerine herkes demokrasiden söz ediyor. Bencil olmak, zorunlulukları unutmak istedikleri zaman insanların ağzından hep o sözcüğü duyuyorsun.” (5, sayfa 60).
“Bizler kendimizi, doğru niteliklerin kuşaktan kuşağa aktarılmasını, çocukların ülkelerine ve vatandaşlarına karşı doğru bir tutum edinmelerini sağlamaya adadık. Bir zamanlar Japonya’da bizleri birbirine bağlayan bir ruh vardı. Bugün genç bir çocuk olmak nasıl bir şeydir, düşün bir kere. Okulda hiçbir değer öğretilmiyor – yalnızca yaşamdan ne istiyorsa onu bencilce istemesi gerektiği dışında.” (5, sayfa 61).
Leave A Reply