- Ulus kavramı çoğunlukla bir etnik kimliğin, cemaat, aile, sınıf, siyasi tercih gibi diğer tüm kimlik biçimlerinden üstün olması iddiasını içerir. Milliyet, kabileler, etnik gruplar gibi birçok daha küçük kategoriyi içine alan, tek bir büyük, kategorik kimliktir. Siyaset bilimci Walker Connor, bir etnik grubun başkaları tarafından tanımlanabildiğini, ama ulusun kendi kendini tanımlaması gerektiğini ifade etmiştir.
- Filozof Ernest Gellner (1925-1995), sanayi toplumunun ulusal kültürün homojenleşmesine hizmet ederek ulusların oluşmasını sağladığını öne sürer. Sanayi üretimi, bilim, teknoloji ve kitlesel eğitime dayandığı için kültürel homojenleşmeye yol açar. Homojenleşme ise beraberinde milliyetçiliği getirir.
- Sosyalist ulus anlayışı, tanımı icabı, çoğulcu olmalıdır. Ulusal kimliği, en yüce ve en önde gelen sadakat odağı olarak her şeyin üstüne koyan bütünleştirici milliyetçiliğin ileri sürdüğü millet fikrini reddetmelidir.
- Stalin, “Tek Ülkede Sosyalizm” dediği zaman, ister istemez milliyetçiliği seçmişti; tek ülkede kalırsa, ulusallaşacağı kesindir.
- Sosyalizme karşı çıkılma nedenlerinden biri sosyalizmin uluslararasıcı olmasıdır. Milliyetçilik, Marksizm için rahatsız edici bir anomaliyi temsil eder. Prensipte uluslararası komünizme bağlı olan SSCB, zamanla özellikle Stalin döneminde, Troçki’nin düşüşünden sonra Rus ve/veya Sovyet milliyetçiliğiyle şekillenen bir siyaset güttü. SSCB, Sovyet devletinin çıkarları adına enternasyonalizm vizyonundan vazgeçmiştir. Ancak komünist rejimde, etnik ve ulusal huzursuzlukların büyük ölçüde dinmiş olduğu da gerçektir. SSCB hem içeride Rus olmayan Sovyet cumhuriyetleriyle ilişkilerinde, hem de Varşova Paktı ülkeleriyle olan ilişkilerinde bir imparatorluk gibi davranmıştır.
- Çin’de komünist ideoloji, özellikle Kültür Devrimi sırasında (1966-1976), ebeveynlerin çocuklar üzerindeki haklarına meydan okurken özde, Kuomintang’dan (Çin Nasyonal Partisi) bile daha milliyetçiydi.
- Modern düşünce bireyi ve ulusu bir bütün/üniter olarak görür. Her ulusun kendine özgü bir kimlik sahibi olduğunu düşünür.
- Milliyetçilik söyleminde kişi yalnızca Çinli, Fransız veya Türk’tür. Bireyin ulusun bir mensubu olması için, ailenin, cemaatin, bölgenin, sınıfın aracılığına ihtiyacı yoktur. Milliyet, tamamen bireyin bir özelliği olarak düşünülür.
- Etnik köken milliyetçi söylemin baskın temalarından biridir.
- Milliyetçiliğin can alıcı bir boyutu da, bir ülke halkının toplumsal olarak bütünleşik, anlamlı bir bütün olduğu iddiasıdır.
- Korsikalılar, Bretonlar, Flamanlar, İskoçlar, Galliler, Katalanlar, Basklar gibi günümüze kadar asimilasyona direnç gösteren halklar vardır. Bu durum, Avrupa’da da kültürel çoğulluğun/etnik milliyetçiliğin hala var olduğunu göstermektedir.

2017 Venedik Bienali, Malta Pavyonunda çeşitli ırklar ve tipik bir Maltalının fotoğrafları.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu
Leave A Reply