Postkolonyalizm, sömürgeciliğin bıraktığı mirası sorunsallaştıran akademik/entelektüel akımlardan biridir ve Marksizmin, postyapısalcılığın ve postmodernizmin kesişme noktasında ortaya çıkmıştır (1).
Marksizm, Karl Marks ve Friedrich Engels’in temel metinlerine dayanan düşünce ve yaklaşımların tümüdür (2). Postkolonyal kuramcıların çalışmalarında Marks’ın düşüncelerinin emperyalist düşüncenin dinamiklerini açıklayamayacağı özellikle vurgulanır (3).
Postyapısalcılık, Michel Foucault’nun çalışmalarıyla popüler hale gelmiş, 1960’larda Fransa’da ortaya çıkan disiplinlerarası bir harekettir. Modernizmin düşünsel temeli olan yapısalcılığa, Batı kültürünün eleştirisi niteliğindedir. Tarih ve kültür tarafından koşullandırılan yapıları, önyargılardan arındırarak yeniden değerlendirmeyi amaçlar. Foucault’nun söylem analizi ile bilgi-iktidar ilişkisi kavramları Edward Said’i çok etkilemiştir (4). Tarihçiler yüzyıllar boyunca tarihi ve tarihsel gelişmeleri Avrupalıların gözünden kaydedip anlatırlarken, aynı tarihin diğer kültürler ve uluslar açısından nasıl algılandığını ve değerlendirildiğini görmezden geldiler. İşte postkolonyal kuramın temel çalışma alanlarından biri bu “görmezden gelme” ya da “yok sayma”nın altını çizerek, alternatif bir anlatım ve değerlendirmeyi ortaya koymaktır. Michel Foucault için bilgi ile güç birbirinden ayrılması imkansız olgulardır. Gücü elinde tutanlar bilgiyi de kontrol ederler. Foucault, bilgiyi sorgulayarak yapısöküme (ideolojik eleştiriye) uğratan çok sayıda yeni akımın oluşmasına yol açmıştır. Foucault’cu anlamda kolonyalist söylem, bilgi ve iktidar kavramlarının nasıl iç içe geçtiğinin en önemli göstergesidir. Kolonyalist söylem, Batı’yı güçlü, üstün, gelişmiş, faydalı ve hakikati temsil eden bir özne olarak inşa ederken sömürgeleştirilmiş ülkeleri bağımlı, değersiz, tehlikeli ve yetersiz olarak tanımlayarak nesneleştirir. Bu durum Batı’nın sömürüsünü gizleme işleri görür (5).
Said, Oryantalizmin yapısökümü üzerine odaklanır. Yapısöküm (dekonstrüksiyon), Jacques Derrida tarafından geliştirilen, metinlerin çoklu yorumlarına imkan tanıyan eleştirel bir metin okuma yöntemidir (6).
Kendi kültürlerinin, normlarının, değerlerinin, inanç sistemlerinin, dillerinin ve geleneklerinin kolonyal gücün baskın kültürü altında nasıl değiştiğini ve tahrip olduğunu, yani kültür emperyalizminin, bu iki grup arasında nasıl kalıcılaştığı ve devam ettirildiği postkolonyalizmin önemli bir başka çalışma alanıdır (7).
Postmodernizm, modernizmin radikal bir eleştirisidir. Teorik temeli büyük ölçüde postyapısalcılığa dayanır. Yalnızca sosyolojide değil sanat, müzik, edebiyat, kültür ve sosyal bilimlerde de etkili olan bir yaklaşımdır. Toplumsal yaşamın akılcı düşünme biçimleri aracılığı ile iyileştirilemeyeceğini savunur. Nedensellik ilkesine ve akılcı düşünmeye dayalı bilim anlayışının iflas ettiğine inanır. Toplum anlayışı çoğulculuğa ve çeşitliliğe dayalıdır, gelişimini yönlendiren “büyük bir anlatı” yoktur (8). Jean François Lyotard, Aydınlanma ve modernizme özgü ilerleme, gelişme, rasyonellik, özgürlük ve evrensellik gibi inandırıcılığını yitirmiş olduğunu öne sürdüğü bir dizi kavramı büyük anlatılar olarak adlandırılır (9).
Marks da Doğu’yu statükoculuk, sosyal değişim eksikliği, modernleşmeden, orta sınıf burjuva kültüründen ve bir sivil toplumdan yoksunlukla karakterize etmeyi içeren Batı mirasını büyük ölçüde paylaşır. Marks’ın Asya tipi üretim tarzı kavramı ile Weber’in patrimonyalizm (hanedancılık) kavramı ortak varsayımları paylaşır (10).
Asya tipi üretim tarzı, üretim araçlarının özel mülkiyetin değil kolektif bir toplumsal formasyonun olduğu kapitalizm öncesi toplumların yapısal özelliklerine işaret eder.
Patrimonyalizm, bir siyasal tahakküm biçimidir. Otorite, hanedan ailesinin kullandığı kişisel ve bürokratik güce dayanır; bu güç resmi olarak keyfidir ve hükümdarın doğrudan denetimi altındadır (11).
Bu kavramlara daha önce Çağdaş Sanata Varış dosyasında Postmodernizm bölümünde değinmiştik.
Yararlanılan Kaynak
(1) Sosyolojide Yakın Dönem Gelişmeler Dersi, Post-Kolonyal Teori Ünitesi, Anadolu Üniversitesi. Sayfa 194.
(2) A.g.e., sayfa 195.
(3) A.g.e., sayfa 196.
(4) A.g.e., sayfa 199.
(5) A.g.e., sayfa 201.
(6) A.g.e., sayfa 203.
(7) A.g.e., sayfa 200.
(8) A.g.e., sayfa 195.
(9) A.g.e., sayfa 199.
(10)A.g.e., sayfa 198.
(11)A.g.e., sayfa 199.
Leave A Reply