
Varoluşsal Boşluk, Grayson Perry, 2012.
Bu çömlek sanat dünyasının entrikalarıyla ve sanat eserlerine yakıştırılan hale ile dalga geçiyor. Kendisini Meta Çömlek ve bir İmzalı Parça olarak ilan eden seramiğe gömülü metin sanatın konuştuğu ve ekonomik dolaşımın egemen olduğu post kapitalist bir toplumda, sanat eserinin toplumsal ve finansal durumuna gönderme yapıyor. Picasso Peçetesi Sendromu cümlesi ile, ünlü bir sanatçının peçete kadar önemsiz bir şey üzerindeki imzasının, peçeteyi önemli bir kültürel yapıt statüsüne yükseltebileceği vurgulanıyor.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu
Küresel sanat ekonomisi, 2000-2014 arasında %13 oranında büyüdü.
Global sanat pazarının ulaştığı büyüklük 2013 yılında 66 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Küresel sanat pazarında 2012’ye göre artış %8 olmuştu.
İlk dönemlerde sanat piyasasında alıcı Avrupalılar ve İngilizler olurken, daha sonra Amerikalılar devreye girdi. Son yıllarda en pahalı eserleri alanlar ise Asyalılar ve Japonlar.
2000 yılında sanat pazarının en büyük oyuncusu %55 payı ile ABD idi. Onu %27 ile İngiltere, %7 ile Fransa izliyordu.
2014 yılına gelindiğinde ABD’nin payı %37’ye düşerken Çin %27 pay ile ikinci sıraya oturmuştu. İngiltere ve Fransa’nın payları ise sırasıyla %21 ve %4 olmuştu.
Çağdaş Sanat Piyasası 2014-2015 Raporu’na göre, çağdaş sanat müzayedelerinin cirosu 1.76 milyar dolar oldu. Türkiye, Çağdaş Sanat müzayedelerinde en fazla gelirin elde edildiği 15 ülke arasında. İlk üçte ABD (650 milyon dolar), Çin (542,8 milyon dolar) ve İngiltere (410 milyon dolar) var. Türkiye 6,5 milyon dolarla kişi başı milli geliri çok daha yüksek ülkelerin önünde yer alıyor.
2010-2015 yılları arasında yüz milyon doların üzerinde fiyatla alıcı bulan sekiz eser oldu: Amedeo Modigliani Yatan Çıplak 170.4 milyon dolar; Francis Bacon Lucian Freud’un Üç Taslağı 142.4 milyon dolar; Andy Warhol Silver Car Crash 104.5 milyon dolar; Edvard Munch Çığlık 119.9 milyon dolar; Pablo Picasso Çıplak, Yapraklar ve Büst 106.5 milyon dolar; Alberto Giacometti Yürüyen Adam 1 104.3 milyon dolar. Diğer ikisi:
Mayıs 2015’te Picasso’nun 1954-55 tarihli Cezayirli Kadınlar-0 Versiyonu tablosu, Christie’s’in New York’taki açık artırmasında 179,4 milyon dolara satılarak bir müzayedede satılan en pahalı resim oldu.
Aynı müzayedede, Alberto Giacometti’nin gerçek boyutlardaki İşaret Eden Adam (1947) adlı heykeli 141,3 milyon dolara satılarak dünyanın en pahalı heykeli oldu.
Yine 2015 yılında Sotheby’s’in New York müzayedesinde, Van Gogh’un Alyscamps’da Ağaçlıklı Yol (1888) adlı yapıtı, 66.3 milyon dolara satılarak, sanatçının manzara resimlerindeki rekoru oldu.
Sotheby’s’in aynı müzayedesinde, Monet’nin Nymphalar (1905) isimli tablosu, 54 milyon dolara satılarak, Monet için ödenen en yüksek üçüncü fiyat oldu.
2015’te Christie’s New York’ta başka bir müzayedede Lucian Freud’un Sosyal Yardım Görevlisi Uyuyor (1995), 56.2 milyon dolara satılarak sanatçının rekorunu kırdı.
Yine Christie’s New York’ta Piet Mondrian’ın Kırmızı, Mavi, Sarı ve Siyahlı Kompozisyon No. III (1929) adlı yapıtı 50.6 milyon dolara satılarak sanatçının müzayede rekorunu kırdı.
Christie’s New York’ta Roy Lichtenstein’ın Hemşire isimli eseri de sanatçının kendi rekorunu kırarak 95.4 milyon dolara alıcı buldu. Sanatçının daha önceki müzayede rekoru 56 milyon dolardı.
Bunların hepsi 15-20 gün içinde 2015 yılında gerçekleşti. Christie’s’deki tarihi müzayedeye telefonla bağlanan koleksiyoncular sunulan 34 esere toplamda 491.4 milyon dolar ödediler.
Müzayede evlerinin ve koleksiyonerlerin kazancı, müzelerin, yani halkın kaybı anlamına geliyor. Yükselen fiyatlarla müze bütçelerinin baş etmesi mümkün gözükmüyor.
Empresyonist ve Modern sanat yapıtları, değerleri kanıtlanmış oldukları için piyasaya egemen olmayı sürdürüyor. Bu dönemlerden yapıtlara ödenen fiyatlar her müzayede döneminde yükseliş gösteriyor.
Hayatı boyunca tek bir tablosunu satabilmiş olan Van Gogh 1889 yılında yaptığı İrisler tablosundan hiç para kazanmamıştı. Tablo 48 yıl Fransa’da çeşitli koleksiyonlar arasında el değiştirdi. 1937 yılında New York’ta bir galeriye geldi; 1947 yılında 80 bin dolara (yaklaşık olarak 450 bin dolar) satın alındı; 1987 yılında ise 53.9 milyon dolara alıcı bularak 40 yılda 130 kat değer kazanmış oldu.
Sanat yapıtının değeri, birinin ona ne kadar ödemeye hazır olduğu ile ölçülüyor.
Bu düzeyde sanat yapıtlarının satışı ve değeri, küresel, hiperkapitalist kültürün değerleri ile bağlantılıdır, deniyor.
Leave A Reply