1700’lü yılların sonundan itibaren Atlantik köle ticaretinde İngiltere %41,3’lük payı ile başı çekiyordu. Yüzyılın sonunda, kölelerin yarıdan çoğu İngiliz gemileriyle taşınıyordu. Portekiz %29,3; Fransa %19,2; Hollanda %5,7; ABD %3,2; Danimarka %1,2 paya sahipti.
Britanya 1807’de köle ticaretini ilk yasaklayan ülke oldu, İngiliz subaylar bu işi yapamaz oldu. Fransa 1790’ların başında yasaklamıştı ama bu yasak kısa süreli olmuş, Napolyon döneminde devam etmiş, 1817’de tekrar yasaklanmıştı. Danimarka 1805’te vatandaşlarına bu ticareti yasaklamıştı. Özgür ABD 1808’de, Hollanda 1814’te bu ticareti yasakladılar.
İngiltere 1875 yılında Batı Afrika Filosu/Kölelikle Mücadele Filosu kurdu.
Kölelik kurum olarak devam ediyor, eski köleler çalışmaya devam ediyor ama ticareti yasaklanıyor.
Kölelik kurumu İngiliz kolonilerinde 1834, Fransız kolonilerinde 1848, Küba’da 1860, Güney Amerika’da 1865, Brezilya’da 1888’de yasaklandı.
1807-1888 yılları arasında 1,3 milyon Afrikalı köle olarak Batı Afrika’dan taşındı.
Portekiz ve İspanya yağma kapitalizmi uyguladılar: Sömürgelerinden elde ettikleri değerli madenleri satıp kiliseler, saraylar yaptılar. İngiltere ise sömürgeciliği sanayi kapitalizmine çevirdi: 1750 yılında İskoç bilim adamı James Watt’ın, 1712’de Thomas Newcomen’in icat ettiği buhar makinasını geliştirmesiyle Sanayi Devrimi’nin oluşmasında önemli bir aşama kat edildi. İngiltere, sömürgelerinden elde ettiği hammaddeleri işleyerek mamul madde haline getirerek katma değer yarattı (1).

The Victoria Falls Hotel’de asılı İmparatorluk Kuranlar tablosunun bir bölümü.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, Zimbabve, 1999.
İngilizler Afrika’da, merkezi yönetim sistemi olmayan halklarla karşılaştılar ve onlara şefler yarattılar. Doğu Nijerya’daki İgbo halkına Warrant Chiefs -yetkili şefler- denen şefler yarattılar. Onlar vasıtasıyla bölgede dolaylı bir yönetim sağladılar, kontrolü ele geçirdiler. 1896’da Paramount Chief olarak tanınan güçler, Sierra Leone’de mevcut siyaseti tamamen değiştirdiler. Bu yeni yapılanma, Britanya’daki patronlarına medyun şeflerin makamlarını ömür boyu koruduğu ve yönettikleri halka karşı çok daha az sorumlu olduğu bir sistemdi. İngilizler, mevcut kurumları yıkarak, örneğin meşru şeflerin yerine işbirlikçi kişiler getirerek Sierra Leone’de başarılı oldular (2). İngiliz sömürge yetkililerinin inşa ettikleri kurumlar, bağımsızlık sonrasında Afrikalı siyasetçiler tarafından da kullanıldı. İngilizlerin oluşturdukları pazarlama kurumları ve dolaylı yönetim bağımsızlık sonrasında Gana, Kenya, Zambiya ve daha pek çok Afrika ülkesinde varlığını korudu (3).
Yararlanılan Kaynak
(1) İlker Aktükün seminer notları, Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı.
(2) Ulusların Düşüşü, Daron Acemoğlu, James A. Robinson, Doğan Kitap, 2014. Sayfa 329.
(3) A.g.e., sayfa 330.
Leave A Reply