- Urartular, hep kale kentler inşa etmişlerdi, çünkü güneyde Asur gibi çok güçlü bir düşmanları vardı. Asur, Urartular üzerine o kadar çok sefer yapıyor ki, korunmak için kale kentler kuruyorlar: yüksek bir tepeye yerleşip etrafını surlarla çeviriyorlar, içine de şehri kuruyorlar. Urartular’dan sonra yapılan kale kentler ise İskitler’e karşı yapılmış.
- Urartular’ın da Asurlular gibi tehcir uygulaması yaptığı biliniyor. Bu yöntemi, esir ettikleri halkı yeni kentlerin yapımında işgücü olarak kullanmak amacıyla da uyguladıkları düşünülüyor.

İlk Urartu Kralı I. Sarduri tarafından MÖ 855’te yaptırılmış ve Tuşba olarak adlandırılmış Van Kalesi. Van Gölü’nden 80 m yükseklikte, doğal bir kalker kayalığın üzerinde, kerpiç ve moloz taştan yapılmış olan kalenin ikisi Urartu, ikisi Osmanlı döneminde yapılmış dört ayrı suru vardır. Van Kalesi, iç ve dış kale olmak üzere iki bölümden oluşur. Kalede Urartular’dan kalan önemli eserler arasında, Analıkız açık hava tapınağı, kaya mezarları, Bin Merdivenler, sur duvarları, sarnıçlar ve çivi yazılı kitabeler vardır. Sarduri burcunda Asur çivi yazısı ile yazılmış altı adet kitabe, bilinen en eski Urartu yazıtlarıdır. I. Sarduri tarafından yaptırılan bir iskelenin varlığı, kalenin yapıldığı dönemde kayalığın gölle birleşik olduğunu düşündürmektedir. Urartu Kralı I. Argişti’nin mezar odası kayaya oyulmuştur ve dışında Urartular’ın bilinen en uzun kitabesi olan ve o dönemde yapılan işlerin anlatıldığı Horhor Yazıtları bulunmaktadır. Fotoğraf: NTV
- Van Kalesi, Urartuların MÖ 9. yüzyılda taş işçiliğinde ve anıtsal mimaride erişmiş oldukları yüksek seviyenin göstergesidir. 2016 yılında Van’da Akdamar Adası ve Kilisesi ile Van Kalesi de UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi‘ne alınmıştır.
- MÖ 9. yüzyılın ikinci yarısında Urmiye Gölü bölgesindeki (İran’daki) ilk Urartu kalesi kurulmuştur.
- Urartu kaleleri, yeni bir inşa tarzına sahiptir. Tümü taş duvar temellere ve bunların üzerinde yükselen güneşte kurutulmuş kerpiçten duvarlara sahiptir. Kalelerde dikdörtgen biçimli sur ve kuleler bulunur. Urartu döneminde kale inşa etmek yeni bir şey değildi, Erken Demir Çağı’nda Azerbaycan’ın her yerinde kaleler bulunmaktaydı. Yeni olan, her bölgenin bir ya da iki merkezi kale tarafından yönetilmesiydi. Bunlar da orta ya da küçük boyutlu müstahkem yerleşimlerden oluşan bir ağ ile sarılmışlardı. Tüm yerleşimler birbirini görecek konumdaydı. Bir başka yenilik de yerleşimlerin boyutlarıdır: 8-30 hektar alan kaplayan kaleler önceki dönemlerde bulunmuyordu. Bazı kalelerin içinde üst sınıfın gösterişli kaya mezarları bulunuyordu. Garnizon konaklama yerleri, ahırlar, değirmen de kalelerde bulunan bölümlerdendi. Urartular’ın iri blok taşlarla harç kullanılmadan yaptıkları inşaata kiklopik inşa tekniği denir.

Urartu Krallığı’nın başkenti Van Kalesi’nin (Tuşpa) kuzeydoğudan görünümü.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, Gaziantep Arkeoloji Müzesi, 2018.
- Kral II. Rusa (MÖ 685-645), Toprakkale’yi ve Adilcevaz’daki Kef Kalesi’ni kurmuştur. Kral II. Rusa’nın yaptırdığı krali malikanelerden biri olan, Türkiye sınırının 50 km uzağında, Kuzeybatı İran’daki Bastam, Van Kalesi ile birlikte yapılmış en büyük Urartu kalesidir.
- Van Ağartı Köyü yakınındaki Ayanis Kalesi’nin de Kral II. Rusa tarafından MÖ 673/672 yılında yapıldığı düşünülmektedir. Kalenin dış kent denilen bölümünde yerli Urartu halkının yanında farklı bölgelerden Ayanis’e gelen insanlar da yaşamaktaydı. Tapınak yazıtında bu insanların Hate (Hitit), Muşki (Frigya), Etiuni (Ermenistan) ve Asur ülkelerinden geldikleri yazılıdır. Ayanis Kalesi’nin MÖ 650 yıllarından sonra gerçekleşen bir depremle yıkıldığı bilinmektedir.
Leave A Reply