
Müzik, Nicola Giolfino (1476-1555).
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, Castelvecchio Museum, Verona.
1500’lere kadar müzik kompozisyonu Flaman Okulu’nun elindeydi. Ama daha o vakitler İtalyan Müziği diye bir şey de vardı.
Ferrara Dükü Ercole d’Este’nin (1431-1505) himayesinde bir çocuk orkestrası kurulduğu biliniyor.
İtalya dışında kalan ülkelerde yüksek sınıfa mensup kişilerin şahsen müzikle meşgul olmaları hoş görülmezdi. Besteci olan İngiltere Kralı VIII. Henry (1491-1547), bu konuda da bir istisna idi. 1518 yılında 20 şarkısı ve 13 çalgı müziği parçası bir elyazmasında toplanmıştı. İtalya’da ise yüksek mevki sahibi kişilere nefesli sazlar tavsiye edilmezdi.
Rönesans çağı, orkestranın uzmanlaştırılması, yeni enstrümanlar, bir virtuosi sınıfının meydana gelmesine sahne olmuştur.
16. yüzyıl boyunca, her çeşit müzik aletinde büyük şöhretler yetişmiştir.
İtalya’nın müziğe en düşkün kentlerinden biri olan Venedik’te birçok müzik aleti koleksiyonu vardı ve birkaç müzisyen bir araya geldi mi, hemen o anda bir konser düzenlenirdi.
Plastik sanatlarla uğraşanların pek çoğu müzikten de anlardı.
Kibar topluluklarda ya tek olarak ya bir çalgı eşliğinde söylenen şarkılar da sevilirdi. Tek ses dinlemeye, etki yapmaya ve hakkında hüküm vermeye daha elverişli bulunduğundan çok sesli şan tercih edilmezdi. Sesle dış görünümün uyumuna önem verildiğinden, usta bile olsalar, yaşlı kişilere icradan sakınmaları tavsiye edilirdi.
Yararlanılan Kaynak
İtalya’da Rönesans Kültürü, Jacop Burckhardt, Okuyan Us, 2018. Sayfa 418-422.
Leave A Reply