BİZANS’TA MANASTIR HAYATI 2
SÜMELA, VAZELON, KUŞTUL MANASTIRLARI
Ülkemizde Trabzon’da da birçok manastır vardır.
SÜMELA MANASTIRI
Panaghia Sumela/ Theotokos Sumela/Meryem Ana Manastırı

Sümela Manastırı, Maçka ilçesi Altındere Köyü’nde, Karadağ eteklerinde, deniz seviyesinden 1150 metre yüksekliktedir.
- Semavi Eyice, dağın ve manastırın adını, bölgede saygı gören siyah Meryem tasvirinden aldığını yazmıştır. 19. yüzyılda manastırdaki Meryem tasvirinin renginin koyu olduğuna dair kayıtlar vardır (siyah, karanlık anlamına gelen melas sözcüğünden türeyen Sumela ve Oros Mela-Karadağ).
- Nüvesi, kilise haline getirilen mağaradır. Bu kilisenin İmparator Theodosius döneminde (375-395) kurulduğu düşünülmektedir. Manastırın kuruluşunu 472 yılına tarihleyen uzmanlar da vardır.
- İmparator Justinyen döneminde onarım yapıldığı bilinmektedir. Kilise, Komnenos Hanedanı’ndan İmparator III. Aleksios tarafından, 1360 yılında manastıra dönüştürülmüştür. İmparatorun, manastırın fresklerinde de yer aldığı biliniyor. 1365 yılında da manastırın vakfiyesi kurulmuştur.
- 14. yüzyıldan itibaren Türk akınlarına maruz kalan bölge, Osmanlı toprağı olunca, manastıra özel statü verilmiştir. Fatih Sultan Mehmed, II. Bayezid, I. Selim, II. Selim, III. Murad, Deli İbrahim, IV. Mehmed, II. Süleyman ve III. Ahmed’in manastırla ilgili fermanları vardır. Şehzadeliği döneminde Trabzon’da ikamet eden Yavuz Sultan Selim, manastıra hediyeler vermiş, bunlar günümüze ulaşmamıştır.
- 18. yüzyılda onarım ve freskler yapılmış, 19. yüzyılda büyük binalar ilave edilmiştir. 1916-1918 arasındaki Rus işgali sırasında, Trabzon’daki diğer manastırlar gibi, bağımsız Pontus devleti kurmak isteyen Rum milislerin karargahı olmuştur. Mübadelede bölgedeki Hıristiyanlar Yunanistan’a gönderilmiş, 72 odalı keşişhane 1923 yılında boşaltılmıştır.
- Sümela, ana yapısı olan kaya kilisesi, birkaç şapel, mutfak, öğrenci odaları, misafirhane, kütüphane ile kutsal ayazmadan oluşmaktadır. Ayazması, hastaların ve çocuk sahibi olmak isteyenlerin umudu olmuştur.
- Sümela’nın yüz metre kadar kuzeyinde, yine dağ yamacına oyulmuş, erişilmez durumda ve içinde freskleri olan şapeller bulunmaktadır.
- Kaya kilisesinin ve ona bitişik şapelin iç ve dış duvarlarında, üç ayrı devirde yapılan, her tabakada farklı konuların işlendiği, üç tabaka fresk tespit edilmiştir. İmparator III. Aleksius döneminde yapılmış olanların varlığı bilinmektedir ve alt tabakadakilerin daha üstün nitelikte olduğu düşünülmektedir. En üstteki fresklerin çoğu 18. yüzyılın başlarına tarihlenmektedir.
- Sümela Manastırı’nın kütüphanesinde çoğunluğu 17.-18. yüzyıllara ait çeşitli el yazmalarından 66 tanesi Ankara Müzesi’nde; minyatürlü bin adet el yazması İstanbul’da Ayasofya Müzesi’ndedir. Kilise hazinesindeki çok sayıda belge Atina’da Bizans Eserleri Müzesi’nde, manastıra ait bazı değerli eşya ise Atina’da Benaki Müzesi’ndedir. Dublin ve Oxford’da da buradan götürülen ikonalar bulunmaktadır.
- 1962 yılında turistlerin ziyaretine açılmış, yakın tarihte de restore edilmiştir. Manastırın girişine su getiren büyük, çok gözlü su kemerinin büyük bölümü de restore edilmiştir.
- 2012 yılında, yerli ve yabancı yaklaşık 400 bin kişinin ziyaret ettiği Sümela Manastırı, tasarım, malzeme, mimarlık ve işçilik açısından dünya çapında önem taşıdığı için 2000 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici listesine alınmış, esas listeye geçebilmesi için gerekli işlemlere 2013 yılında 410.000 TL ödenek ayrılmıştır.
VAZELON MANASTIRI
- Vazelon Manastırı’nın yapımı için 270 ve 317 yılları önerilmektedir.
- Nüvesi, mağaraya yapılmış kilisesidir.
- Yahya Peygamber’e adanmış manastır, 565, 644 ve 702 yıllarında ve 19. yüzyılda onarım görmüştür.
- Vakfiyesi 20 köyü içermekte olduğundan, zamanında bölgedeki en zengin ve en etkili manastır olduğu düşünülüyor.
- Mübadele çerçevesinde 1923 yılında terk edilmiştir.
- Yukarı kısmında üzeri tonozla örtülü büyük bir sarnıcı, üç nefli kilisesinin apsis kısmında nişler vardır. Çatısı, kat araları, merdivenleri ahşap olduğundan çürümüş, yıkılmıştır.
- Maçka yolu üzerindeki üçüncü manastır olan Kuştul, Şimşirli köyündedir. Diğer manastırlar gibi bir mağara ve ayazmanın etrafına kurulmuştur. 752 yılında kurulup, Latinler tarafından yağma edilince terk edilmiş; 1393 yılında tekrar kurulmuş, 15. yüzyılın başında eski önemini kazanmıştı. 1904 yılında çıkan yangında harap olmuş, dört katlı ve çok pencereli bir bina olarak yeniden inşa edilmişti. Zamanımızda, manastırdan vadiye uzanan dehliz, taş-toprak ile dolmuş, büyük kilisesi yıkılmış, definecilerin de uğrak yeri olmuştur..
Leave A Reply