- Postmodern koreograflar arasında Simone Forti, Yvonne Rainer, Steve Paxton, Trisha Brown, David Gordon, Deborah Hay, Lucinda Childs, Meredith Monk, Kenneth King, Douglas Dunn ve The Grand Union’ın adlarını sayabiliriz. Postmodern koreograflar estetik açıdan bakıldığında birbirlerinden farklıdırlar. Onları birleştiren koreografiye radikal yaklaşımları ve bir araç olarak dansı yeniden kavramak istemeleridir.
- Dans tarihçisi Sally Banes’in de Postmodern kuşağın önde gelen dansçıları arasında saydığı; kendini Modern dansı bitiren kişi olarak tanımlayan Anna Halprin (Anna Schuman 1920-), Postmodern dans olarak anılan deneysel sanat formuna öncülük etmiştir. Halprin, Trisha Brown, Simone Forti, Yvonne Rainer, John Cage, and Robert Morris gibi çağdaşları ile birlikte Modern sonrası dansın temellerini atacak bir grup kurmuştur. 1955’te John Graham ve A.A. Leath’in de dahil olduğu, dünyaca ünlü olan San Francisco Dancers’ Workshop’u kurarak kendisi gibi yenilikçi sanatçılara sanatlarını icra edebilecekleri bir yer sağlamıştır.
- 1960’larda ırklar arası bariyeri yıkarak çeşitli ırklardan dansçıları kumpanyasına dahil etmiştir.
- Grubun bazı performans bölümlerini tamamen çıplak icra etmesi, sahneye konduğu İsveç’te çalkantılara, ABD’de skandala sebep olmuştur.
- Kendi vücudunun kapasitesini inceleme yoluyla deneyle, hareket ederek, yaparak, dokunarak öğrenmenin (kinesthetic) sistematiğini geliştirmiştir. Pek çok işinde, 1960’lardaki Myths, 1987’de Planetary Dance’de olduğu gibi seyirciyi de performansa dahil etmiştir.
- 1972 yılında yakalandığı ve yendiği kolon kanseri tecrübesinden sonra İyileşmenin Beş Yolu adlı bir kitap yazmış; 1978 yılında kızı ile Tamalpa Enstitüsü’nü kurmuş, 1981 yılında kendi grubunda bu yolları uygulamaya başlamış ve büyük bir gruba erişebilmiştir. Doğa ile doğru iletişim kurmanın çevreye, kendimize ve birbirimize yaklaşımımızı değiştireceğini savunmuştur. Kanser hastalarına, AIDS hastalarına ve yaşlılara dansı, iyileşmenin bir yolu, dönüşümün, bütünleşmenin aracı olarak sunmuş, katılımcılara bu deneyimi yaşatmıştır..
- Uzun kariyerine devam etmekte olan Halprin, kendini ifade etmenin yaşı olmadığına inanmaktadır.
- Broadway’de 1988-1989 sezonu, rekor sayıda seyirci tarafından izlendi.
- Montgomery Alabama’da Shakespeare Festivali’ni izleyenlerin sayısı 1972’de 3000 dolaylarındayken 1989’da 300.000’e ulaştı.
- Postmodern dönemde, ABD’de düzenli bir bale ya da dans topluluğu kurmanın altından kalkamayan kentler, bir başka kentle ortak çalışır oldular.
- Tiyatrolarda kendi koltuğunuza sahip olabilme; telefonla bilet alabilme imkanı doğdu.
- Teknik ne olursa olsun, amaç aynıydı: Gelir sağlamak ve daha çok insana sanatı sevdirmek.
A.A. Leath, Anna Halprin, Anne Collod, Broadway, Çağdaş Sanat, Çağdaş Sanata Varış, David Gordon, Deborah Hay, Douglas Dunn, İyileşmenin Beş Yolu, John Cage, John Graham, Kenneth King, kinesthetic, Lucinda Childs, Meredith Monk, Montgomery Alabama, Parades & Changes, Parades and Changes, Postmodern dönem, Postmodern koreograflar, Replay in Expansion, Robert Morris, Sahnede Postmodernizm, San Francisco Dancers’ Workshop, Shakespeare Festivali, Simone Forti, Steve Paxton, Tamalpa Enstitüsü, The Grand Union, Trisha Brown, Yvonne Rainer
Leave A Reply