
Wonder Womb I, Elif Koyutürk, Zarastro Art, 2020.
Fotoğraf: https://artdogistanbul.com
Coğrafya, devlet örgütü var olduğundan beri vardır.
Bilimsel coğrafya, Alexandre von Humboldt ve kardeşine ve onlar tarafından kurulmuş Berlin Üniversitesi’ndeki çalışmalara atfedilir.
Okul ve üniversitelerde öğrencilere anlatılan öğretmenler coğrafyası vardır.
Taktik ve stratejilerini haritalarına göre belirleyen subaylar coğrafyasına; alanı eyaletler, iller, ilçeler olarak biçimlendiren devlet yöneticilerinin coğrafyasına; sömürge fethini ve ‘değerlendirme’yi hazırlayan kaşiflerin coğrafyasına; bölgesel, ulusal ve uluslararası alandaki yatırımların yerini kararlaştıran yöneticilerin coğrafyasına kadar farklı coğrafya incelemeleri vardır. Askeri, siyasi, mali uygulamalara sıkı sıkıya bağlı bu farklı coğrafya incelemeleri, ordu yöneticilerinden büyük kapitalist örgütlerin yöneticilerine kadar kurmaylar coğrafyasını oluşturur. Ayrıca, turizm için gerekli olan fotoğraf coğrafyası da vardır.
Hem fiziki, hem beşeri bakımdan coğrafi ortamı değiştiren coğrafi/ekolojik savaşlar vardır.
Coğrafyanın ideolojik ve siyasi işlevleri olduğunu; coğrafi bilginin stratejik bir güç; eylem ve politik araçlar olabileceğini gözden kaçırmamak gerekir.
Bir haritanın ölçeği ne kadar küçük ise betimlenen toprağın yüzölçümü o kadar büyüktür; harita ne kadar büyük ölçekli ise, çok ayrıntılı bir şekilde, sınırlı bir alanı belirler. Birçok ülkede, büyük ölçekli haritalar sadece polis ve orduda bulunur, satışı yasaklanırdı. Gerilla savaşının üstünlüğü, savaşılan alanı çok tanıyanlar tarafından yapılmasıdır.
Kaiser II. Wilhelm (1859-1941) 1888’de tahta çıkınca Dünya Politikası-Weltpolitik anlayışıyla Almanya’nın diplomatik hareket alanını genişletmek istedi ve revizyonist politikalar uyguladı (haritaların değişmesi). Lebensraum (yaşam alanı-living space), 1890-1940 yılları arasında Alman milliyetçiliği ve genişlemeci felsefe ve politikasının hedefi olmuş, Nazi döneminde bu ideoloji en yüksek noktasına ulaşmıştı.
Önce etnolinguistik haritalar çıkarılıp sonra devlet sınırları çizilirse bölgede huzursuzluk ve savaş garanti altına alınır. 1959 yılında George Peter Murdock, Afrika’nın etnolinguistik haritasını yaparak 835 etnik kökeni sömürge dönemi öncesi ve sonrasında, devlet sınırları çizildiğinde nasıl bölündüklerini gösterdi. Maasai halkının %62’si Kenya’da, %38’i Tanzanya’da; Anyi halkının %58’i Gana’da, %42’si Fildişi Sahilleri’nde; Chewa halkının yarısı Mozambik’te, yarısı ise Malavi arasında bölünmüştü.
Henry Kissinger tarih okumuş, tezini bir siyasi coğrafya tartışmasını kapsayan Viyana Kongresi üzerine yapmıştı. Bunlar günümüzde bölgeci sorunlar ya da dünya çapında, merkez ve çevre, kuzey ve güney gibi sorunlara ilişkin siyasi söylemin temelini belirleyen coğrafi tartışmalardır.
General Pinochet de bir coğrafyacıdır.
Yararlanılan Kaynaklar
Coğrafya Savaşmak İçindir, Yves Lacoste, Doruk Yayımcılık, 2004.
Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı, Prof. İlker Aktükün, Afrika Seminerleri Notları.
Leave A Reply