Eğer diller birbirlerinden dilbilimcinin dediği kadar farklıysa, dilleri kullananlar da zihinleri, kültürleri, olanakları, hatta bedenleri de aynı biçimde birbirlerinden farklı olmalıydı (1).
Sanskritçeyi Paris’te öğrenen Friedrich Schlegel, 1808’de Hintlilerin Dili ve Bilgeliği Üzerine adlı eserini yayınladığında Sanskritçe ile Farsçanın, Yunanca ile Almancanın birbirlerine yakın olduklarını; Hint-Avrupa dil ailesinin, sözgelimi Sami dillerinin taşımadığı sanatsal bir yalınlık ve yeterliğe sahip olduğunu söylüyordu. Ne var ki, yaşayan, çağdaş Şark’tan hiçbir yerde söz etmiyordu Schlegel. 1800’de, “Romantizmin en incelmiş biçimini aramamız gereken yer Şark’tır,” derken, Zend Avesta’nın, Upanişadlar’ın Şark’ını kastediyordu. Dilleri bitişken, estetikten yoksun, mekanik olan Samiler ise farklı, aşağı, geriydiler. İbranicenin kehanet bildirmek, gaipten haber vermek için yaratıldığını söylüyordu. Müslümanlar “ölü, boş bir tektanrıcılığı, salt olumsuz bir Birlikçi inanışı” kabullenmişlerdi.
Schlegel’in Samiler ile diğer “aşağı” Şarklılara ilişkin yergilerindeki ırkçılığın büyük bölümü Avrupa kültürünün dokusuna sinecekti. Dil ile ırkı sıkı sıkıya birbirine kenetlemişti sanki; “iyi” Şark, Hindistan’ın uzak geçmişinde bir yerlerde, “kötü” Şark o günün Asya’sında, Kuzey Afrika’sının kimi kısmında ve İslam’ın her köşesinde varlığını sürdürüyordu (2).

Tuba Önder Demircioğlu
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, Caresse Otel, Bodrum, 2023.
Üçüncü Reich denilen dönemde katledilmiş olan bütün Almanların ülkede hala ruhlar halinde dolaştıklarını, o dönemde bütün eksilenlerin, onların çocuklarının ve çocuklarının çocuklarının da bazen sokakta yanında yürüdüklerini düşünüyor (3).
Ergin Yıldızoğlu Cumhuriyet gazetesinde süreç olarak faşizmi yazıyor. Geçenlerde ABD’li filozof Richard Rorty’nin (1931-2007) 1998’de Neoliberalizmin faşizme açılan dinamiklerine dikkat çektiğini yazdı (4).
Daha önce ise teknolojik gelişme-sermaye-faşizm arasındaki yakın ilişkiyi yazmıştı. Tıpkı 100 yıl önce egemen sermayenin faşizmi desteklemesi gibi (Pirelli, Fiat, Montecatini, Italgaz, Ansaldo, Krupp, Siemens, Bayer, BASF, IG Farben, Hoecsht, Opel, Ford, General Motors, IBM, William Randolph Hearst) günümüzde de aynı dinamiklerin geçerli olduğuna dikkat çekmişti (5).
Yararlanılan Kaynaklar
(1) Şarkiyatçılık, Edward W. Said, Metis Yayınları, 1999. Sayfa 245.
(2) A.g.e., sayfa 109.
(3) Gidiyor Gitti Gitmiş, Jenny Erpenbeck, Can Yayınları, 2022. Sayfa 257.
(4) Laboratuvar Olarak ABD Seçimleri, Ergin Yıldızoğlu, Cumhuriyet, 15 Ağustos 2024.
(5) Teknoloji Sermaye Faşizm, Ergin Yıldızoğlu, Cumhuriyet, 8 Ağustos 2024.


Leave A Reply