
Ani’nin yumuşak tüf taşından dokusu içerisinde oluşmuş birçok mağara vardır. Mağaraların ilk önce Arpaçay’ın sağ kıyısına kazılmaya başlandığı, daha sonra Bostan Deresi vadisine oyulduğu düşünülmektedir. Sarımsı katman, göreceli olarak yumuşak, daha kırmızımsı olan tüf tabakası daha sıkı bir yapıya sahiptir (32, sayfa 152). Günümüze ulaşanların çoğu, Bostan Deresi’nin iki yakasında yer alır. Mağaralar depo, mahzen, mezarlık, güvercinlik, ikamet yerleri olarak kullanılmıştır. İkamet yeri olarak kullanılanlardan bazıları birbirlerine merdivenlerle bağlı, bazıları 2-6 katlıdır (32, sayfa 72). 1915 yılında yapılan incelemede tespit edilen 1000 mağaranın 400’ü konut, 30’u kilise, diğerlerinin ise mezar, güvercinlik, manastır ve yeraltı depoları olarak kullanıldığı belirtilmiştir.
Depremler ve bağlantı yerlerinin aşınması sonucunda mağaraların çoğu yok olmuştur. 1989 yılında meydana gelen depremde mağara yerleşmelerinin birçoğu çökmüş, ya da tahrip olmuştur (27 c, 267).
Ani’de pek çok güvercinlik vardır. Burada, güvercinlerin kullanıldığı bir posta sistemi olduğu biliniyor. Raflar şeklinde düzenlenmiş küçük kare bölüntülü mekanlarda, Rusların posta güvercini yetiştirdikleri bilinmektedir. Surların dışında 10 büyük güvercinliğe ilaveten kentin ana caddesi üzerinde bir güvercin yalağı da bulunmuştur. Kent dışında 100 kadar mağara yerleşimi, yeraltı geçitleri ve vadiye açılan mağaralar vardır. Güvercin dışkısı en iyi gübre sayıldığından güvercin yetiştiriciliği ayrıca kırsal tarımın kıymetli bir kolunu oluşturmaktaydı. Ancak Ani’de ana amacın haberleşme olduğu düşünülüyor (32, sayfa 60).
Leave A Reply