Bugün Çevre’den gidiyoruz.
Birden fazla kuraklık türü olduğunu okumuş ve ilginç bulmuştum. Belki benim gibi bilmeyenler vardır, paylaşayım dedim.
Meteorolojik Kuraklık, iki haftadan uzun süren yağmur eksikliğine verilen, normal sayılan kuraklık türüymüş.
Tarımsal Kuraklık ise uzun süreli azalan yağışlar, toprağın en üst birkaç katmanındaki suyun azalmasına yol açınca oluşuyormuş. Toprak kuruduğunda ve yağışlarla rahatlamadığı sürece, bize gıda sağlayan köklü bitkiler büyümeyi durduruyor veya öldüğü için bu kuraklık türü, gıda güvenliği açısından kritikmiş. Böyle bir durumda çiftçiler, depoladıkları suyu kullanarak işin içinden çıkabiliyormuş.
En tehlikeli kuraklık türü ise aylarca düşük yağış alınırsa yaşanan Hidrolojik Kuraklık imiş. Bu, normalde nehirleri ve kaynakları besleyen rezervuarlarda ve akiferlerde (aquifer-yeraltı sularını taşıyan tabakalarda) depolanan suyun ve tatlı su kaynaklarımızın çoğunun azaldığı anlamına geldiği için tehlikeliymiş. Böyle bir durum oluşunca, nehirler, sondaj kuyuları ve rezervuarların yeniden dolması için aylarca ortalamanın üzerinde yağış gerekirmiş.
Bütün Hafta Yağmur Yağsa da Kuraklık Neden Bitmiyor?, Batuhan Sarıcan, HBT, Sayı 339, 29 Eylül 2022.

Lamina, Melisa Kılıç (1996-), 2021.
Yeditepe Üniversitesi, Plastik Sanatlar ve Resim Bölümü mezunu genç sanatçı, dijital fotoğraf kolaj baskı ile gerçekleştirdiği 20 parçalı eserini yaratırken Stoacı felsefede insanın doğayla bütünleşmesine yapılan vurguyu gündeme getirir. Lamina, bitkilerin farklı dönemlerde mikro ölçekteki ayasından alınan kesitler ile dünyanın birçok yerinden alınan makro ölçekteki uydu görüntülerinin bir araya gelmesinden oluşmaktadır. Bir yaprağın mikro görüntüsü ile bir kentin makro görüntüsünün benzer dokular oluşturduğunun görselleştirilmesi serinin ana hedefidir.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, Tophane-i Amire, BASE, 2021.
Tohum bombaları, tohum topları veya kil bilyeleri olarak bilinen toplar, antik dönemde de kullanılıyormuş. Bir sonraki mevsim ekilecek tohumların saklanması amacıyla humus (bitkisel kalıntıların çürüyerek parçalanmaları sonucunda oluşmuş ve toprağın su tutmasına yardım eden organik madde) ya da kompost (yenebilir bir takım atıkların, ağaç, dal, yaprak parçalarının çürütülmesi, öğütülmesi sonucu elde edilen doğal gübre) ile karıştırılıp kille yuvarlanarak hazırlanıyordu.
Tohum bombaları günümüzde ise gerilla bahçeciliği denen uygulamanın sıklıkla uyguladığı bir metottur. Bu yöntemi günümüze taşıyan ve ünlenmesini sağlayanlardan biri, daha önce Ekin Sapı Devrimi adlı kitabı ve doğal tarım hareketi ya da hiçbir şey yapma tarımı nedeniyle bloğumuzda yer verdiğimiz Masanobu Fukuoka.
Gerilla bahçeciliği, kentlerde yapılan ve protesto ruhu taşıyan bir bahçecilik. Protestosu, kentlerde kişi başına düşen toprak bu kadar azken bakımsız bırakılmış, kullanım dışı kalmış veya kötü kullanılan; sahipsiz, kamuya ya da şahsa ait toprağa değer katmayı hedefleyen, izinsiz olarak bireysel ya da kolektif yapılan bir eylemdir. Yeşillendirme, çiçeklendirme, güzelleştirme eylemidir.
Tohum bombaları kil, kompost, tohum ve su karıştırılır, küçük toplar yapılır. Kil kullanımındaki amaç güneşe maruz kaldığı sırada tohumun kurumasını engellemek içindir. Tohum toplarına nemi tutması için zeolit de eklenebilir. Hindistan cevizi lifi, koyun yünü, saç ve pamuk ipliği ile de tohum topları yapılabilir.
Tohum topları kullanılmayan alanlara atılarak bahçeler, hatta ormanlar oluşturuluyor.
Tohum Toplarının Babası Masanobu Fukuoka, Oksijen, 29 Nisan-5 Mayıs 2022.
Leave A Reply