Bu ülkelerin neredeyse tamamı düşük ya da orta gelirli ülkeler grubuna aitler. Ekonomik kalkınmalarını tam olarak tamamlayamamış ve bağımsızlıklarını 20. yüzyılın ikinci yarısında, sömürgeleşme sonrası, Avrupalı kolonyal güçlere karşı verdikleri mücadeleler neticesinde kazanmışlar.
Küresel Güney ülkelerinin çoğunluğu Soğuk Savaş zamanında Birleşmiş Milletler bünyesi altında kurulmuş olan G77 ve Bağlantısızlar Hareketi oluşumlarına ait olan ülkeler. Ancak Soğuk Savaş’ın aksine günümüzün Küresel Güney ülkeleri dünyaya bir blok mantığı ile bakmıyor.
Üçüncü Dünya bloğunun üyeleri arasında daha fazla benzerlik ve grup bilinci vardı. Bu ülkeler, stratejik otonomi anlayışlarını bağlantısızlık adı altında kutsallaştırmışlardı. 1961 senesinde ilan edilen Bağlantısızlık Hareketi 1964 senesinde ortaya çıkan G77 oluşumu hem NATO hem de Varşova Paktı’na mesafeli duruyor, çoğu zaman bir arada hareket ediyorlardı. Küresel Güney ülkeleri ise kendi ekonomik ve güvenlik çıkarlarına göre hareket ediyor, Küresel Güney’in parçası olmayan ülkelerle de işbirliğine gidiyorlar. Bütün blok ve jeopolitik oluşumlarla faydacı ve pragmatik ilişkiler kuruyorlar. Çoklu bağlantılılık ya da aktif bağlantısızlık stratejisi izliyorlar.
Örneğin Hindistan, ABD, Japonya, Avustralya ile Quad İnsiyatifi’nin bir parçası. Bu platformun temel amacı Çin’in bölgesel ve küresel etkinliğini sınırlandırmak. Ama Hindistan, aynı zamanda BRICS ve Şanghay İşbirliği Örgütü içinde Çin ve Rusya ile Batı’nın küresel hakimiyetinin dengelenmesi için yapılan girişimlere de destek oluyor. Ne Batı kampı, ne de Çin ve Rusya’nın etrafındaki diğer kamp onları kaybetmeyi göze alamaz. Günümüzde gelişmekte ve kalkınmakta olan ülkelerin dünya ekonomik hastasından aldıkları pay %60’lara çıktı. Dünyamız giderek çok kutuplu, çok merkezli, çok aktörlü hale geldi. Küresel Güney ülkelerinin çoğu, kendi kalkınma ve modernleşme reçetelerini kendileri yazmak istiyor.
Küresel Güney ülkelerinin neredeyse tamamı, İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulmuş olan düzenin, günümüzün uluslararası gerçeklikleriyle bağdaşmadığını düşünüyor, bu düzeni eleştiriyor ve bu düzenin yeni baştan tanımlanması gerektiğini düşünüyor. Bu ülkelerin çoğu Rusya Ukrayna Savaşı’nı kınadılar ama Ukrayna Savaşı’nın başladığı Şubat 2022’den bu yana Rusya ile olan dış ticaret hacimlerini inanılmaz oranlarda artırdılar. Bu ülkelere göre Rusya’nın işgalci, İsrail’in mağdur görülmesi kabul edilebilir bir durum değil. Rusya’nın uyguladığı şiddet eleştirilirken İsrail’in uyguladığı şiddetin meşru müdafaa bağlamında mazur ve anlaşılır görülmesi Küresel Güney ülkelerini rahatsız ediyor.
Bu ülkelerin küreselleşme sürecinin devamından devşirecekleri çok fazla kazanım var. Küreselleşmeyi sekteye uğratabilecek gelişmeler bu ülkelerin korkulu rüyası.
Küresel Güney: Nedir, Ne Değildir? Neden Bazı Ülkeleri Korkutuyor, Prof. Dr. Tarık Oğuzlu, Fikir Turu, 20 Aralık 2023.
Leave A Reply