
1866 yılında Prusya’ya yenilen Avusturya, iç karışıklıkları önleyebilmek için Avusturya-Macaristan İmparatorluğu adı altında ikili monarşik bir yapıya dönüştü. Avusturya İmparatoru aynı zamanda Macar Kralı oldu. Toplumsal hiyerarşide Macarlar Avusturyalılardan sonra geliyor; Slavlar, Macarların da altında yer alıyordu. Habsburg Slavlarının başlattıkları Pan-Slavizm ideolojisine Rusya destek verdi. Rusya için Pan-Slavizm, kültürel olmaktan çok, emperyalist nitelikliydi. Rusya Osmanlılara karşı Pan-Ortodoks, Habsburglar’a karşı Pan-Slavizm silahını kullanıyordu.
Homojen bir toplum yaratmak istemenin adı diktatörlüktür.
Michael Hardt ve Antonio Negri, milliyetçiliğin Ortak Varoluş’un yozlaşmış bir biçimi olduğunda ısrarcıdırlar: “Ulusun ve halkın şerefi ve birliği için feda etme çağrıları, hem egemen hem de ast ülkelerde, otoriter, totaliter ve militarist maceraların yinelenen nakaratı olarak sıkça duyduğumuz için, bizde daima faşist çağrışımlar yapar,” diye yazarlar.
Radikal Demokrasi, Der.: Alexandros Kioupkiolis, Giorgos Katsambekis, Koç Üniversitesi Yayınları, 2016.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, Kars, 2018.

İstanbul’un her yerinde bolca görülebilen “Vatana Millete Can Feda” yazılarından bir örnek.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, 2019.
Leave A Reply