17.670 adadan oluşan Endonezya‘da Suharto döneminin ideolojisi olan Farklılıkta Birlik çökmüş, ülke içinde birçok etnik ve dini grup arasındaki gerilim tırmanmıştı. Endişe ve gerileme sırasında birçok Çin kökenli Endonezyalı bu karışıklıklar sırasında malını mülkünü yitirmiş ve tahminen 168 Çin asıllı kadın ve kız etnik kökenlerinden ötürü sistematik olarak cinsel saldırıya uğramıştı. Devlet Başkanı Beşerüddin Yusuf Habibi, tehditler yüzünden kaçan Çin asıllıların özlenmediklerini belirtmekle yetindi. Yetkililere göre, hiçbir kadın tecavüze uğradığı iddiasında bulunmamıştı. Habibi daha sonra Çin asıllı vatandaşların Endonezya ekonomisi için taşıdıkları önemden söz etmeye başladıysa da Çin karşıtı ırkçılık konusundaki yanar döner tutumu, tecavüzler konusunda süregelen tartışma, ülkedeki ekonomik kaos, devam eden endişe ve güvensizlik 1999 seçimlerinde Habibi’nin yerini Abdurrahman Vahid’e bırakması ile neticelendi (1).
Freud’un kimlik üzerine olan bazı yorumlarının, bireysel psikolojiyi geniş grup kimliğine bağlaması ilginçtir. Kendisi hiçbir zaman geleneksel Yahudi etnik gururuna kapılmamış ve dini inancına bağlanmamış olsa bile kendini diğer Yahudiler’e bağlı hissetmesi üzerinde durmuştur (2).
Yararlanılan Kaynak
(1) Körü Körüne İnanç, Vamık D. Volkan, Okuyan Us Yayınları, 2005. Sayfa 326, 327.
(2) A.g.e., sayfa 404.
Leave A Reply