Arkeolojik Buluntularda Şiddet
- Hiçbir araştırma, büyük medeniyet ve kültürlerin izini sürmeden tam bir çerçeveye oturamaz. Ayrıca kültürleri birbirinden ayıran çizgileri tespit etmeden de araştırılan kavram için genel bir görüş oluşturulamaz. Bu yüzden şiddet konusunu incelemeye tarihteki büyük medeniyetlerde şiddet olgusuna bakarak devam edeceğiz.
- Paylaşacağımız bulgulara geçmeden önce, Neolitik dönemin her bölgede eş zamanlı olmadığını, bu yüzden tarihten çok geçim ekonomisi ve sosyal organizasyondaki duruma göre değerlendirmenin daha doğru olacağını hatırlatalım.
- Arkeolojik olarak insanın insana ve hayvana yönelik uyguladığı şiddetin izleri tespit edilebiliyor.
- Sudan’ın kuzeyinde, Büyük Sahra’nın sınırında 13 bin yıl önce gerçekleşmiş olduğu bilinen en eski savaşının kadın, erkek ve çocuklara ait kalıntıları 61 kişiye ait.
- Avcı-toplayıcı toplumlar arasında yaşlanarak ölen erkek sayısının, oldukça az olduğu düşünülüyor. Bölgesel güç, kadın, yiyecek, savaş aletleri için savaştıkları arkeolojik veriler ile kanıtlanabiliyor.

Kenya, Nataruk’ta ellerin bağlı olduğunu düşündüren bulgunun in situ fotoğrafı.
Fotoğraf: Cambridge Üniversitesi Leverhulme Centre for Human Evolutionary Studies.
- Önceden savaşın yerleşik hayat, tarım ve politik sistemler oluşunca ortaya çıktığı düşünülürken Cambridge Üniversitesi tarafından yürütülen araştırmalarda Kenya’da Nataruk’taki 10 bin 500 ile 9 bin 500 yıl önceye ait buluntular, gruplar arası çatışmaların avcı-toplayıcılar arasında da gerçekleştiğini gösterdi. Şiddet kaynaklı doku bozulmaları gözlenen 27 kişiye ait iskelet parçalarının 8 tanesinin kadın, altısının çocuklara ait olduğu düşünülüyor. Doku bozulmalarının sivri uçlu silahlar, kör uçlu sopalar ve taş bıçaklarla gerçekleştiği; içlerinden birinin hamile bir kadına ait olduğu; saldırı uzak (sivri oklar) ve yakın mesafe silah (sopa, taş bıçak) kullanılarak gerçekleştirildiği için, önceden tasarlanıp planlanarak gerçekleştirildiği düşünülüyor. Nataruk bulgularındaki bir başka ilginç husus ise burada ele geçen çanak çömleğin yiyecek depolama amaçlı kullanıldığı ihtimali.

2016 yılında Uşak’ta bulunan Orta Paleolitik Dönem’e ait taş aletler.
Avcılık ve toplayıcılık çağı olan Paleolitik Çağ’da (MÖ 600000-10000) alet olarak taştan tek ya da iki taraflı el baltası, uzun yaprak biçiminde bıçaklar, kemikten mızrak uçları kullanılmış.
Fotoğraf: Arkeoloji Haberleri – arkeolojihaber.net
- Neolitik Dönem öncesi ve erken neolitikte şiddete dayalı yağma ekonomisi, büyük katliamların izlerini bıraktı.
- 1996 yılında Kuzeydoğu Almanya’da, Baltık Denizi yakınlarında, Tollense Nehri havzasında yaklaşık MÖ 1250 yılına tarihlenen 20-40 yaşları arasında 130 kişinin kemikleri ayrıştırıldı. Alanın tamamının kazılması halinde bu savaş kurbanlarının sayısının 750 kişiye ulaşabileceği tahmin ediliyor.
- 2004 yılında İran’da Susa’ya yakın Haft Tepe’de bulunan Elam medeniyeti yerleşkesinde MÖ 14. yüzyılın sonuna tarihlenen, rastgele birbirlerinin üzerine yığılmış yüzlerce iskelet bulunmuştur. Katliamın sebebi anlaşılamamıştır.
- 2006 yılında Almanya’da bulunan bir toplu gömü MÖ 5207-4849 yıllarına (Erken Neolitik Dönem) tarihlendi. Genç yaştaki 26 bireye ait olan kalıntılardaki izler, uzmanlara bu kişilere işkence yapılmış olduğunu düşündürtmüştür.
- Fransa’da bulunan ve karbon tarihlemesi ile 6 bin yıl önceye ait olduğu saptanan yedi kişinin iskeletlerindeki kesik izleri, onların kasten parçalara ayrılmış olduğunun bir göstergesi olarak yorumlandı.
- Atina yakınındaki bir toplu mezarda 1500’den fazla iskelet kalıntısı bulundu. MÖ 7. ve 6. yüzyıllara tarihlenen kalıntılar, elleri arkadan zincirlenmiş ve yüzükoyun pozisyondaydı. Bu durum uzmanlara buluntuların politik bir kargaşanın kurbanları olduğunu düşündürdü.
- Hanibal, MÖ 203’te 400 şehri yok etmiş ve 300.000 Romalıyı öldürmüş olmakla övünmüştü.
- Elbette her yeni bilgi, insanlar arası çatışmaların kökeni hakkında fikirlerimizi değiştirebilir. Sistematik ve adına “savaş” diyebileceğimiz sistem, Anadolu ve Yakındoğu için, Neolitik dönem sonu oluşuyor ve yerleşkelerin biçimlerine yansıyor. Bir de bölgesel olarak toplulukların çatışacakları ne var diye bakmak; kaynakların paylaşımı, nüfus artışı gibi durumların varlığı ya da yokluğu önemli.
- Kesin olan ise, şiddet sarmalının insanlık tarihi boyunca aralıksız devam ettiği.
arkeoloji, Arkeolojik Buluntularda Şiddet, Avcı-toplayıcı, Avcı-toplayıcı toplumlar, Bölgesel güç, Cambridge Üniversitesi, Cambridge Üniversitesi Leverhulme Centre for Human Evolutionary Studies, Elam medeniyeti, en eski savaşı, en eski savaşı kimdir, erken neolitik dönem, Fransa, Haft Tepe, Hanibal, iskelet, Kadın, Kenya, kör uçlu sopalar, Kültür, medeniyet, Nataruk, Neolitik Dönem, Neolitik Dönem öncesi, Orta Paleolitik Dönem, Paleolitik çağ, savaş, savaş aletleri, şiddet, şiddet olgusu, Şiddet'in Tarihi, sivri uçlu silahlar, sopa, Sudan, taş aletler, taş bıçak, Tollense Nehri, toplu mezar, Uşak, yiyecek
Leave A Reply