Fransızlar, Senegalli birliklerini Büyük Savaş biter bitmez Beyrut’a gönderip kuzeydeki sahil şeridini olduğu gibi işgal ettiler. İngilizler, Filistin’i işgal ederken Hint birliklerini kullandılar; bütün Mezopotamya’yı işgal ettiler. O dönemki bütün Ortadoğu sömürgeleri İngiliz-Hint yetkililer tarafından yönetiliyordu. İngiliz sömürgeleri değillerdi aslında, “İngiliz Hindistan’ına bağlı devletler” idiler. İngiltere, uluslararası toplantılarda bütün “kurtarılmış” toprakların kendi ulusal idarelerince “yönetilenin rızası” dedikleri ilke uyarınca yönetileceğini birkaç kez tekrarlamıştı. 1920’nin mart ayında, Şam’daki Suriye Ulusal Kongresi Suriye, Filistin ve Lübnan’da bağımsızlık ilan etme kararı aldı. Iraklı liderler de Irak’ın bağımsızlığını ilan edip Emir Abdullah‘ı Kral seçtiler.
Irak birlikleri Lübnan sınırında Fransızlara saldırdı, Araplar Filistin’de ayaklandı ve Orta Fırat bölgesindeki halk İngilizlere baş kaldırdı. Fransızlar bunun üstüne bütün Suriye’yi işgal ettiler. İngilizler, Irak’ta artık Hint birliklerini değil Kraliyet Hava Kuvvetleri’ni (Royal Air Force-RAF) kullanarak halkı bombaladılar. RAF’ı daha önce Somali’de denemişlerdi. Sömürge Bakanı Winston Churchill, “Gaz kullanımı konusundaki bu hassasiyeti anlamıyorum,” diyordu, “uygarlıktan nasibini almamış aşiretlere karşı zehirli gaz kullanmayı sonuna kadar destekliyorum.” Somali’deki başarının ardından Churchill, Irak’ta benzeri bir RAF harekatı düzenlemesini emretti. Churchill sonraki yıl İngiliz mandalarının geleceği hakkında bir konferansa katılmak için Kahire’ye gitti, yanında da Arabistanlı Lawrence vardı. Fransızların Suriye’den kovdukları Kral Faysal‘ı Irak’ın başına getirdiler. Bağdat’ta şiddetli bir direniş gösterilmesine rağmen Faysal’ı seçtirmek için bir halk oylaması bile düzenlediler. İngilizler İngiltere’de 5, Mısır’da 5, Irak’ta ve Hindistan’da 4, Uzak Doğu’da da bir tane hava filosu kurdular.
Irak petrolü ancak 1972’de Hasan el- Bekir ile Saddam Hüseyin‘in millileştirmesinin ardından Iraklıların kontrolüne geçti.
1923’te Kuzey Irak’ta İngilizlerin Kürt devleti vaatlerinden vazgeçtiklerini duyduklarında isyan eden Kürtlere karşı hardal gazı kullanılması emrini veren kişi de Churchill idi. RAF, Süleymaniye‘yi neredeyse on sekiz ay boyunca tekrar tekrar bombaladı. RAF 1931’de de Kürtleri bombalıyordu.
Postkolonyalizm, Robert J. C. Young, İletişim Yayınları, 2024. Sayfa 72-77.
1956 yılında iki büyük olay yaşandı: Biri Sovyet birliklerinin Budapeşte isyanını ezmesi, diğeri İngiliz, Fransız ve İsrail birliklerinin Nasır tarafından Süveyş Kanalı’nın millileştirilmesi üzerine Mısır’a saldırması. Her iki saldırı da tam bir sömürge savaşı özelliği gösteriyordu. Sovyet Başbakanı Mareşal Bulganin, bakışları Macaristan’dan uzaklaştırıp Yakındoğu’ya çevirmek için sert çıkışlar yapmıştı. Amerikalılar aldıkları tavırla, eski sömürgeci güçlere, bölgesel krizlere, Washington’un onayı olmadan, askeri müdahalede bulunma kapasitelerini yitirdiklerini gösterdiler.
Labirent, Amin Maalouf, YKY, 2024. Sayfa 100, 101.
Leave A Reply