
Denizcilik kavramı, MÖ 4. binyılda (Erken Tunç Çağı) Mısır’da ortaya çıkmıştır. Tunç Çağı’ndan itibaren, devletlerin siyasi planlarının oluşmaya başlaması deniz ticaretini de doğrudan etkilemiştir. MÖ 2. binyılda Girit-Minos Uygarlığı ve ardından kıta Yunanistan’daki Akhalar (Mykenler) denizcilikte etkin rol oynamışlardır. Tunç Çağı’nın en önemli ihraç malları, gemi yapımı için gerekli olan kereste, bakır, kalay, altın ve gümüş gibi metaller, değerli taşlar, şarap, zeytinyağı, tekstil ürünleri ile cam olarak sıralanabilir. Kazısı yapılan en eski batık olan MÖ 14. yüzyıla tarihlenen Uluburun Batığı buluntuları arasında yer alan Asur mühürleri, Suriye-Filistin mücevher ve silahları, çok miktarda Kıbrıs bakır levhaları ve seramikleri, Mısır skarebeleri, Babil mühürleri, Baltık kehribar boncukları, Romanya’dan taş gürz topuzu, kıta Yunanistan’ından seramik, mühür ve silahlar, Geç Tunç Çağı’ndaki deniz ticaretinin ulaştığı uluslararası hacmi ve çapı göstermektedir. Zengin buluntu çeşitliliği ile Uluburun Batığı, uzun mesafeli uluslararası deniz ticaretinin yapıldığı en erken dönemin sembolü olarak olağanüstü değerdedir. MÖ 1. binyılın başlarından itibaren Fenikeliler, Suriye-Filistin bölgesinin kıyı kesimlerinde yer alan kentlerinin sağladığı avantaj ve Girit’e kadar komşu bölgelerde kurdukları ilişkiler sayesinde, deniz ticaretinde ön plana çıkmışlardır. Fenikeliler (MÖ 1500- MÖ 100), Akdeniz çevresindeki ticareti geliştirmiş; Akdeniz kültürlerinin birbirleriyle iletişim ve etkileşiminin gelişmesini sağlamış ve bir Akdeniz Dünyası oluşturmuşlardır. Ayrıca Akdeniz’in çeşitli kıyı bölgelerinde ticaret kolonileri kurmuşlardır. En ünlü Fenike kolonisi olan Kartaca (Tunus), MÖ 9. yüzyılın sonlarına doğru Batı Akdeniz’in en büyük ticari gücü haline gelmiştir. Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, Uluburun Batığı, Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi, 2021.
2 Comments
Maşallah büyük emek ürünü oldukları şüphe götürmez yazılarınızdan dolayı sizi tebrik ederim.
Nazik sözleriniz için teşekkür ederim.