1693 yılında Almanya’nın Halle şehrinde Lutherciler tarafından kurulan üniversite Batı’nın üniversite tarihinde yeni bir sayfa açtı. Felsefe çalışmaları teoloji departmanından ayırılıp bağımsız hale getirildi. Öğretimde Latince yerine Almanca kullanılmaya başladı. Bu yenilikler 1736’da kurulan Göttingen Üniversitesi’nde de uygulandı. Halle , Alman üniversitelerinin, ardından da dünyanın pek çok ülkesi için bir model oldu, “ilk modern üniversite” ünvanını hak etti.
18. ve 19. yüzyıllarda Avrupa’daki üniversitelerde dinin önemi gittikçe azaldı. Üniversiteler araştırma ve bilim kurumlarına dönüşmeye başladılar.
19. yüzyılda yavaş yavaş eğitimin devletin sorumluluğunda olması gerektiği fikri gelişmeye başladı. Antik Yunan’da da devletin başlıca görevinin eğitim olduğu düşünülürdü. Prusya eğitim sistemi bunun ilk örneğini verdi. Eğitimde yaptıkları reform (1808) ile devletin vereceği tüm eğitim kademelerini düzenleyerek üniversiteye giden yolu netleştirdiler. 19. yüzyılda İtalya, İspanya ve Fransa’da üniversiteler laik bir yapıya kavuştu. Üniversitelere mali kaynağı Kilise değil devlet sağlamaya başladı. Kız öğrenciler 19. Yüzyılın ikinci yarısında üniversitelere girmeye başladılar. Bilim dallarının gelişmesiyle eğitim programlarında ders sayısı arttı.
ABD’deki ilk yüksek öğretim kurumları olan Harvard (1636), College of William and Mary (1693), Yale (1701) ve Princeton (1746) okulları dört yıllık kolej statüsündeydi. 18. yüzyıl boyunca ABD’de yüksek öğretim dinsel cemaatlerden mali destek gören kolejlerle sınırlı kaldı. College of William and Mary , İngiltere Kilisesi; Princeton, Presbiteryenler; King’s College (1754, bugünün Columbia Üniversitesi) New Yorklu Anglikanlar tarafından destekleniyordu. Oysa 19. yüzyılda kurulan ABD üniversiteleri Alman modelini örnek aldılar, akademik özgürlük ideali ön plana çıktı. Eyalet üniversitelerinin ilk örneği 1825 yılında açılan Virginia Üniversitesi oldu. Açıldığı andan itibaren laik yapıda bir okuldu. Eyalet üniversitelerinin özellikleri mali desteğin eyalet tarafından sağlanması, halk tarafından seçilmiş ve atanmış bir kurul tarafından yönetilmesi, o eyalette ikamet etmekte olan talebelere bedava veya düşük bir ücret karşılığında eğitim sunması idi. Zenginlerin bağışları ile kurulan pek çok üniversite olduğu gibi (Duke, Cornell, Stanford….), bağışlarla zenginleşen eyalet üniversiteleri (Michigan, California, Teksas….) de oldu. 1964 yılında çıkan Sivil Haklar Yasası ile farklı ırk ve renkten olanlara yapıla gelen ayrımcılığa son verildi. Bu gelişme kolej ve üniversiteler üzerinde pek çok yönden etki yarattı.
Kanada’da da ilk üniversiteler 19. yüzyılda Katolikler, Anglikanlar, Presbiteryenler, Metodistler, Baptistler tarafından kurulmuş, kurucularına bağlı olarak Oxford, Paris veya Edinburg üniversiteleri model alınmış.
Yazıyı hazırlarken yararlanılan ana kaynak Encyclopedia Britannica’dır.
Leave A Reply