Birçok sanatçı ve edebiyatçının “insan”a bakışını biçimlendirmiş olan Freud’un sanatla ilgili bazı görüşlerini paylaşıyoruz.
- John Milton’un (1608-1674) insan soyunun içinde bulunduğu düşüş üzerine yazdığı Yitik Cennet adlı epik şiir Freud’un en çok sevdiği kitaplar arasındaydı.
- Tıp dalları içinde psikiyatri dışında hiçbir dal onu cezbetmiyordu.
- “ Gustav Flaubert’de (1821-1880) insanı en çok etkileyen şey, halüsinasyonların canlılığı, duyu izlenimlerinin yükselip değişime uğramalarıdır…Flaubert’in saralı olduğunu ve sürekli halüsinasyonlarla yaşadığını bilince, bunu anlamak daha kolaylaşıyor”. (10)
- Paris’te Theodora rolünde Sarah Bernhardt’ı izledikten sonra şöyle yazmış: “Porte St. Martin Tiyatrosu’nda onu izleme olanağı buldum. Dört buçuk saat süren kan ve fırtına melodramı beni fazlasıyla yordu ama değdi doğrusu. Oyunu beğendiğimi söyleyemem, ama Sarah’ın oyun gücü müthiş! Daha sahneye çıkıp ilk cümleleri söylediğinde, onu yaşamım boyunca tanıdığım sanısına kapıldım. Onunla ilgili her şeye inandım hemen.”(10)
- Dostoyevski’nin insan davranışı analizinde derin bir felsefe vardır ve Nietzsche ve Freud onun çalışmalarından etkilenmiştir. Camille Paglia, Cinsel Kimlikler adlı eserinde Freud’un “Nietzsche’nin halefi” olduğunu; kimliğin bir çatışma alanı olduğunu ileri sürdüğünü söyler. (8)
- Leonardo da Vinci’nin İsa, Meryem ve Azize Anna tablosu için, “Leonardo’nun çocukluğu bu resimle büyük benzerlik gösterir. Onun da iki tane annesi olmuştur: Üç yaşından yanından koparıldığı öz annesi Caterina ve babasının daha sonra evlendiği genç eşi Donna Albiera. Çocukluğuyla ilgili bu özelliği göz önüne alınınca ona bu resmi yaptıran etkenler de anlaşılıyor.”
- Stefan Zweig’a yazdığı bir mektupta, fazlasıyla tutumlu olmasına karşın Yunan, Roma ve Mısır antikalarına oldukça fazla zaman harcadığını yazar. Bir koleksiyon oluşturmuştur. Louvre Müzesi’ndeki Asur ve Mısır bölümlerini gezdiğini, kendisini bir düş ülkesinde hissettiğini, bu bölümleri defalarca ziyaret etmeyi arzu ettiğini biliyoruz. Arkeoloji ile ilgili çok okuduğunu da yazışmalardan öğreniyoruz.
- Thomas Mann’a hayran olduğunu ona yazdığı mektupta açıkça ifade etmektedir. Albert Einstein’ı neşeli, kendinden emin ve sevimli bir adam olarak tanımlar ve birlikte iyi vakit geçirdiklerini yazar.
- 1930 yılında Frankfurt kenti Goethe Ödülü’nü Freud’a vermişti. (10)
- Büyük büyük amcası İmparator Napolyon Bonapart olan yazar ve psikanalist Marie Bonaparte (1882-1962), Freud’un dostuydu; psikanalizin popülerleşmesine Freud’un Nazilerden kaçmasına katkıda bulunmuştur. (10)
- Naziler tarafından “ruha zarar veren kitaplar” arasında görülen Freud’un kitapları yakıldığında Freud, “Ne kadar da geliştik! Ortaçağ’da olsak, beni yakarlardı. Oysa şimdi kitaplarımla yetiniyorlar”, demişti.
Yararlanılan Kaynaklar
1 – https://dusunbil.com › tragedya-ve-nietzsche-baglaminda-katharsis-kavrami. Ulaşım tarihi 12.01.2020.
2 – https://gulsahmeralozgur.dr.tr › katarsis-nedir. Ulaşım tarihi 12.01.2020.
3 – https://www.bilgi.edu.tr › upload › tramva. Ulaşım tarihi 12.01.2020.
4 – Sigmund Freud, Nermin Sarıbaş, 46’LIK, Ekim Kasım 2018. (sf. 1-6)
5 – https://www.psikologankara.net › terapide-serbest-cagrisim-nasil-ise-yarar. Ulaşım tarihi 12.01.2020.
6 – Freud ve Avrupalı Olmayan, Edward W. Said, Alfa Basım Yayım Dağıtım San. Ve Tic. Ltd. Şti., 2017. (sf. 22-25, 30, 32, 46, 47)
7 – Başkalarının Acısına Bakmak, Susan Sontag, Agora Kitaplığı,2004. (sf. 96)
8 – Mitolojinin Gücü, Joseph Campbell, MediaCat, 2015. (sf. 77)
9 – Cinsel Kimlikler, Camille Paglia, Epos Yayınları, 2004.
10 – Freud Fotobiyografi 1, Gergedan Dergisi, Kronoloji Ahmet Cemal.
Leave A Reply