İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın Müzik Festivali yolumuzu seneler sonra Kumkapı’ya düşürdü ve bizlere eşsiz bir akşam daha yaşattı.
Nur Emiroğlu ile erkenden vardığımız Kumkapı’da sokakları gezdik, Kör Agop’ta güzel bir yemek yedik ve konserimizi dinlemek için Surp Vortvots Vorodman Kilisesi’ne gittik.
Sokakları gezerken ve lokantanın dış mekanında yemeğimizi yerken gördüğümüz, Kumkapı’yı turla gezen turist gruplarına ilaveten, Kumkapı’da yerleşik olduğu anlaşılan yedi düveli izledik. Tam bir “ birleşmiş milletler “ havası vardı. Eskiden görkemli olduğu anlaşılan, şimdi çok bakımsız ve terk edilmiş haldeki binalar restore edilse diye düşündük. Kumkapı’da yaşam aslında sokakta geçiyor, tüm işler sokakta yapılıyor gibi gördük.

Kör Agop’ta yemek yerken yolun karşısındaki berberin vitrinini Nur bana gösterince doğrusu fotoğrafını çekmeden duramadım. Kumkapı’daki berber ve kuaför bolluğu dikkatimizi çekti.
Konserin yapıldığı mekanın tarihi oldukça eski ve maceralı. Surp Vortvots Vorodman Kilisesi dini bir kompleksin parçası. 1641 yılında Ermeni Patriklik mekanı Samatya’dan Kumkapı’ya taşınmış. Patrikhane binasının karşısındaki kilise Ermeni Patrikhane Kilisesi olmuş. 1718, 1762, 1826 yıllarında bölgede çıkan ve çok can ve mal kaybına neden olan yangınlardan sonra, Osmanlı Devleti mimarları ailesinden meşhur Krikor Amira Balyan tüm kompleksi tamamen kagir inşa etmiş ve 1828 yılında ibadete açılmış. Birinci Dünya Savaşı’nda depo, 1940’lı yıllarda zincir ve halat fabrikası, 1966 ve 1975 yıllarında yaşanan Varto ve Lice depremlerinden sonra Ermeni depremzedelere barınak olmuş. 2010 Avrupa Kültür Başkenti programı kapsamında restore edilip 2011 yılında törenle hem ibadete hem de kültür merkezi olarak açılmış. Bu yıl ise ilk kez festivalde bir konsere ev sahipliği yaptı.
Ermeni asıllı Amerikalı Kim Kashkashian ve Macar Péter Nagy pek çok ödül kazanmış, uluslararası ün sahibi sanatçılar, pek çok kez birlikte çalmışlar. Kashkashian viyolanın eşsiz sesi olarak tanınıyor. En taze ödülü 2012 yılında yaptığı albümü ile 2013 yılında En İyi Klasik Solo Enstrüman dalında kazandığı Grammy Ödülü. 1995 yapımı Theo Angelopoulos’un, Cannes Film Festivali’nde En İyi Film seçilen unutulmaz filmi, Ulysses’ Gaze’in Eleni Karaindrou tarafından yapılan bestelerinde viyolada Kim Kashkashian’ın performansını da anmadan geçmek imkansız.
Kim Kashkashian’ın çalarken yüzünden okunan mutluluk, performans esnasında gülümsemesi, gözlerindeki yumuşak ifadesi ile izlemeyi de çok keyifli buldum. Mimikleri, vücut hareketleri ile çalarken izleyiciyi rahatsız eden sanatçılardan değil. Ben böyle durumlarda o sanatçının konserine gitmeyi değil, CD den dinlemeyi tercih ediyorum. Bu yılki festival programında yer alan, yorumlarının başarısı hiç tartışılmayan, uluslararası ün sahibi bir sanatçının konserine bu yüzden bilet almadım. Kashkashian mutluluk ve huzurunu izleyicisine yansıtmayı başaran bir sanatçı.
Programda, Shostakovich, Beethoven ve Schumann eserlerinin yanı sıra Komitas Vardapet bestesi Ermeni Şarkıları da yer almaktaydı. Komitas, Kütahya doğumlu bir Osmanlı, papaz, Berlin’de müzikoloji doktoru ünvanını kazanmış, Ermeni halk şarkılarını derleyen, besteler yapan, Uluslararası Müzik Cemiyeti kurucularından, müziğe yapmış olduğu katkılar dünyada bugün de takdir gören, eserleri hala çalınan ve söylenen biri. 1915 olaylarında İstanbul’dan Çankırı’ya sürülüyor. Mehmet Emin Yurdakul, Halide Edip ve ABD elçisi Henry Morgenthau’nun Talat Paşa’ya yaptıkları baskılar sonucu İstanbul’a geri geliyor ama geçen bu sürede yaşadığı korku ile 1916 yılında La Paix’de tedavi altına alınıyor, 1919’da Paris’teki bir psikiyatri kliniğine yatırılıyor ve 1935 yılında orada ölüyor.
Devlet hoyratlığından hala bir şey kaybetmedi, kaybetmek de istemiyor..
Yararlanılan Kaynaklar
Dr. Elmon Hançer, vorodman.com
Leave A Reply