Edward Said, ayrımları keskinleştirmeye, kalıcı hale getirmeye, özgü bakışa karşıdır.
Heterojen, devingen, insan gerçekliğine dayalı eleştirellik, tarihsel değişimi gizlemeyen bir yaklaşım önerir.
Şarkiyatçının siyasal ve ideolojik çıkarları olduğuna dikkatimizi çeker.
“Sabit özlerden bahsedilemez, kimlik sürekli oluşmakta, çözülmektedir. İnsan kimliği doğal, sabit bir şey değildir. Bazen düpedüz icat edilmiş bir şeydir. Kültürlerin melez ve heterojen oldukları herkes tarafından kabul edilmiş bir şeydir. Her bütünsel ve yalın betimleme en iyi ihtimalle eksiktir. Şark-Garp karşıtlığı yanıltıcıdır ve istenecek bir şey değildir. Sabit kimlikler olamaz. Tahakkümcü olmayan, özcü olmayan bir bilgi çeşidine varmak idealdir. Kültürler ile halkları zorla ayrı, farklı soylara ya da özlere bölen her girişim, bunun getirdiği yanlış temsilleri, tahrifleri ortaya koymakla kalmaz, Şark-Garp gibi şeyler üreterek iktidarla nasıl bir suç ortaklığı kurduğunu da gözler önüne serer.
Amacım farklılığı ortadan kaldırmak değildi; insanlar arasındaki ilişkilerde kültürel farklar gibi ulusal farkların da kurucu bir rol oynadığını kim yadsıyabilir ki? Farklılığın düşmanlığı, donmuş ve şeyleşmiş bir karşıt özler öbeğini, bu şeyler üzerinde kurulmuş bir muhalif bilgiler bütününü ima ettiği düşüncesine karşı çıkmaktı amacım. Şarkiyatçılık’ta ulaşmaya çalıştığım şey, nesiller süren düşmanlıkların, savaşın, emperyalist denetimin kışkırtıcısı olan ayrılmaları, çatışmaları kavramanın yeni bir yolunu bulmaktı. Şarkiyatçılar loncası emperyalist güçle suç ortaklığı kurmuştur. Aşırı genellemeci, bireyler arasındaki, toplumlar arasındaki, çağlar arasındaki farklılıklar neredeyse hiç anılmaksızın dile getirilmiş formüllerdir (gayri şahsi ortak fikir).
Şarkiyatçılık İslam’a duyulan nefreti dile getirir. Avrupa’nın İslam’a yönelik ilgisinin kaynağı merak değil korkudur. Avrupa’nın ilk İslam araştırmacıları Müslüman tehdidini savuşturmak için yazan Orta Çağ polemikçileriydi. Bu korku ve düşmanlık bileşimi bugüne değin varlığını sürdürdü.
Şarkiyatçılık ile emperyalist bilinç arasında güçlü ittifaklar vardır. İktidar-bilgi koşutluğu barizdir. Hala bölge araştırmacıları ile Dışişleri Bakanlıkları arasında mübadele sürmektedir.
Şarkiyatçılığın bir komplo, Batı’nın kötü olduğunu söylemek gaflettir. Ama iddia sahiplerinin kültürel, siyasal, ideolojik yönelimlerini göz ardı etmek de iki yüzlülük olur.” (1).
İnternette 2.077.000 Edward Said maddesi vardır.
Edward Said’e Yöneltilen Eleştiriler
Batı’yı homojenleştirdiği ve böylece eleştirdiği düşüncenin içine düştüğü,
Doğu-Batı ayrımını yeniden ürettiği,
Bazı ülkeleri tezini boşa çıkarabileceği için dışarıda tuttuğu,
Baştan sona duygusal dürtüler ve heyecanlarla yazdığı,
Kendisi bir Şarklıdır ve bakış açısı da Şarklı zihniyetle uyum içinde olmaya eğilimlidir,
Said’in Oryantalizm çalışması, postyapısalcılığın yapısöküm olarak bilinen eleştirel düşünce yöntemi ile, Batı’yı yapısöküme uğratarak meşruiyetini sarsmış, Doğu’nun çalışmaların öznesi konumuna taşınmasına önemli bir katkı sunmuştur (2).
Oksidentalizim, Oryantalizmin tersi yani Doğu’nun Batı algısı, literatürde 3 farklı şekilde tanımlanır:
Doğu’nun kendi çıkarları doğrultusunda Batı’yı incelemesi ve bir tür öz savunma yöntemi,
Batı düşmanlığı (Ian Buruma ve Avishai Margalit ile özdeşleştirilir),
Nasıl daha iyi bir Batılı/modern olunur? sorusunun cevabını verebilecek bir söylem.
Temsilcisi Hasan Hanefi, Oksidentalizmi bir özgürleşme hareketi olarak tanımlar.
Oksidentalizm, Batı’yı Nazi soykırımı, Kızılderililerin katliamı gibi kendi tarihindeki barbarlıkla yüzleşmeye çağırır. Haçlı Seferleri, Roma İstilası, Bizans entrikaları, kölelik gibi barbarlığın Batı’da bir gelenek olduğunu vurgular. Batı’da ortaya çıkan modern ideolojilerin çoğunu eleştirir ve mesafeli yaklaşır. Batı’yı çıkara/menfaate dayalı ilişkilerin hakim olduğu bir sistem ve ahlaki değerlerini yoz, bozuk, materyalist, metalaşmış, yabancılaşmış ve çarpık olarak değerlendirir. Batı’yı her türlü kötülüğün ve felaketin nedeni olarak gösterme çabasındadır. Medeniyet Doğu’dan başlamıştır. İbn-i Haldun’un tüm sosyal bilimlerin kurucu babası olduğunu ispatlamaya yönelik çalışmalar yapar. Doğu, Kadim topraklardır ve tek tanrılı dinlerin ana vatanıdır (3).
Yararlanılan Kaynaklar
(1) Şarkiyatçılık, Edward W. Said, Metis Yayınları, 1999. Şarkiyatçılık kitabından özetlenmiştir.
(2) Sosyolojide Yakın Dönem Gelişmeler Dersi, Post-Kolonyal Teori Ünitesi, Anadolu Üniversitesi. Sayfa 206.
(3) A.g.e., sayfa 209.
Leave A Reply