19. yüzyılın son 30 yılında Fransa’da duyulan yayılma hevesi, 1870-71’deki Prusya yenilgisini telafi etmek ve İngilizlerin emperyal başarılarını yakalama arzusundan kaynaklanıyordu. İngilizler ile Fransızların Şark rekabeti geleneği öylesine köklüydü ki, Fransa için İngiltere tam anlamı ile bir takıntı olmuştu. Şark ile bağlantılı her konuda İngiltere’ye yetişip onu geçme kaygısı vardı Fransa’da. Çinhindi’ni “Fransız Hindistanı” haline getirmeyi hayal ediyordu. Sömürgeler bakımından Fransa’nın İngiltere karşısındaki uzun süreli ve belirgin geriliği bir yana, Prusya Savaşındaki askeri ve ticari zayıflığının faturası, askerler tarafından, Fransa’nın önemli sömürgeleri sahip olmamasına çıkarılıyordu (1).
İngiltere ve Fransa Asya’daki Türk topraklarının paylaşılması gerektiği konusunda İlke anlaşmasına vardı. Birinci Dünya Savaşı öncesinde ve savaş sırasında gizli diplomasi, Yakınşark’ı önce etki alanlarına, ardından da mandalara bölmekte kararlıydı. Coğrafi uzamın eşit bölüşülmesi, aynı zamanda İngiliz-Fransız rekabetini ılımlı hale getirmeyi de amaçlayan bu planların temel kuralıydı (2). Yüzyılın sonunda Suriye Fransız etkinliğinin ana oda haline geldi ama Suriye’de bile siyasal etkinin derecesi bakımından Fransızların İngilizlerle boy ölçüşemeyeceği konusunda genel bir fikir birliği vardı (3).
Fransızlarla İngilizler arasında uzmanlık farkı vardır: İngilizler halkların, toprakların fiilen birleşmesini ayarlarken Fransızlar bir tinsel olanaklar alanıyla uğraşmaktadır. Fransız varlığının görülebileceği en iyi yer Fransız okullarıdır. “Şark’ta, Fransa hakkında derin, güçlü bir hissiyat var. Şark’ta maneviyatı, adaleti ideal kategorisini temsil ediyoruz biz. İngiltere güçlü, Almanya daha da güçlü Şark’ta; ama biz Şarklı ruhları tutuyoruz elimizde,” der Fransız politikacı, yazar Maurice Barres (4).
İngiliz Şark uzmanlığı, yerleşik dinsel yönelim ve hükümran yetke etrafında kendini konumlandırdı.
Fransız Şark uzmanlığı ise, yerleşik olana aykırı dinsel yönelimlerle, ruhani bağlarla, ayrıksılarla ilişkideydi (5).
Massignon’a göre,
İngilizler, Şark’ta yayılmanın, ahlak dışı bir iktisat siyasetinin, modası geçmiş bir siyasal nüfuz felsefesinin temsilcisi gibiydiler.
Fransızlar ise, maneviyat, geleneksel değerler vb. bakımından yitirdikleri şeyleri Şark’tan devşirmek gibi bir yükümlülük taşıyan daha çağdaş insanlardı (6).
Yararlanılan Kaynak
(1) Şarkiyatçılık, Edward W. Said, Metis Yayınları, 1999. Sayfa 230, 231.
(2) A.g.e., sayfa 232.
(3) A.g.e., sayfa 236.
(4) A.g.e., sayfa 256.
(5) A.g.e., sayfa 257.
(6) A.g.e., sayfa 283.
Leave A Reply