Rekabetçi değerler açısından, Kim S. Cameron ve Robert E. Quinn tarafından incelenen örgütlenme kültürleri, bize dört farklı eğilimi işaret eder.
- İnsan ilişkileri ya da klan kültürü,
- Bürokrasi ya da hiyerarşi kültürü,
- Piyasa ya da Pazar kültürü ve
- Dış çevreye uyum ya da adhokrasi kültürüdür.
Adhokrasi, dinamik, girişimci ve yaratıcı bir çalışma iklimini tarif eder.
Otorite, karizma temelinde kazanılır ve örgütün değerleri dikkate alınarak kullanılır.
Bu kültür, yeni şartlar oluştuğunda kendini hızlı bir şekilde yenileyebilen dinamik ve uzmanlaşmış örgütsel birimler olarak tanımlanır.
Bu örgütlerde, kararlar çoğunlukla sezgiler sonucunda alınır, liderler yaratıcı ve risk alıcıdır.
Örgütü bir arada tutan unsur deneyselliğe ve yenilikçiliğe bağlılıktır.
Önemli olan en önde yer almaktır.
Kurum uzun dönemde hizmetlerini büyütmeye ve yeni kaynaklar edinmeye önem verir.
Adhokrasiler esnekliği sağlamak ve devam ettirmek zorunda olan dinamik ve uzmanlaşmış birimlerdir.
Adhokrasi kültüründe en önemli öğeler girişimcilik ve yeniliktir.
Adhokrasiler için girişimcilik; yeni pazar fırsatlarının araştırılması ve var olan örgüt işleyişi ve yapısının yenilenmesi, dolayısıyla da değişmesi olarak ele alınabilir.
Değişimi sağlayabilmek ve adhokrasi yeteneğini geliştirebilmek için de girişimcilik, doğal olarak vazgeçilemez bir unsurdur.
Cameron ve Quinn’in de belirttiği gibi, adhokrasi kültüründe insanlar girişimcilik sayesinde sadece müşterilerin şu anki ihtiyaçlarını değil aynı zamanda geleceğe yönelik ihtiyaçlarını da karşılamayı amaçlamaktadırlar.
Adhokrasinin baskın nitelikleri: girişimcilik, yaratıcılık, uyum sağlama, esnekliktir ve lider risk almaya isteklidir. Stratejik önem yaratıcılığa, büyümeye, yeni kaynaklara yöneliktir.
Adhokrasinin yüksek eğitimli ve yüksek motivasyona sahip çalışma gruplarına uygun bir sistem olduğu öne sürülüyor.

3. İstanbul Tasarım Bienali’nde yer alan Sokak Yiyeceği Yazıcısı projesi.
Fotoğraf:http://www.poetikhars.com/webblog/sepp/adhokrasi
2013 yılında yapılan 3. İstanbul Tasarım Bienali’nin eş küratörlerinden Joseph Grima adhokrasi kavramını, yeni fırsatlar yakalamak, öz-örgütlenmeyi hayata geçirmek ve beklenmedik üretim metodolojileri geliştirmek için kabullenilmiş gelenekleri ve iktidar yapılarını göz ardı etmek olarak tanımlıyor. Grima’nın Adhokrasi adlı sergisi İstanbul’dan sonra New York’ta da sergilendi.
Adhokrasi sergisinde, mekânı bir laboratuvar olarak değerlendiren ve tasarımcılar ile son kullanıcılar arasındaki köklü hiyerarşilere meydan okuyan çalışmalar yer aldı. Bu çalışmalar arasında blablabLAB ekibinin tasarladığı, ziyaretçilerin kendi üç boyutlu modellerini üretebilen Kendi Kendinin Hediyesi Ol / Be Your Own Souvenir; Unfold ekibine ait küçük yerel imalat birimlerini küresel düzlemde ilişkilendiren ve üç boyutlu baskı yöntemiyle seramiklerin tasarlanıp üretildiği Stratigraphic Manufactory; GG Lab’in Street Food Printing/Sokak Yiyeceği Yazıcısı isimli projesi ise üç boyutlu printerların nasıl mutfaklarımıza dahil olabileceğini ve yepyeni yiyeceklerin üretiminde kullanılabileceğini deneyleyen ve insansız hava araçları Drone’lar gibi projelerin yanı sıra çeşitli video, obje ve maketler yer aldı.
Yararlanılan Kaynak
- Akademik Personelin Kurumlarına İlişkin Algıladıkları ve Tercih Ettikleri Örgüt Kültürü Tipleri, Doç. Dr. Ramazan Erdem, Yrd. Doç. Dr. Orhan Adıgüzel, Uzman Aslı Kaya, Makale, Şubat 2011.
İKSV Yayınları.
Leave A Reply