- Merhum Prof. M. Fuad Köprülü konu hakkında 1930’larda yazmaya başlamıştır. Baron de Busbec, Pietro della Vallé, Leunclavius, Du Cange, Zachariae von Lingenthal, Lavisse ve Rambaud, Charles Diehl, H. A. Gibbons, A. Finlay, E. Oberhummer, R. V. Scala, Mustafa Paşa, Ludwig Fekete, J. H. Kramers, Jean Deny, Baudier, V. D. Smirnov, Hammer, Sokolov, N. Iorga gibi konu ile ilgili yazmış olan kişilerin eserlerini incelemiş, onların görüşlerinin çoğuna katılmamıştır. Bu tarihçilerin söz ettikleri Bizans’ın Osmanlı üzerindeki tesirlerini özetlersek:*Osmanlı üzerinde Bizans tesirinin daha Konstantinopolis’in fethinden önce başladığı; 14. yüzyıl sonlarında Osmanlı sarayındaki merasim ve yüksek sınıfların adetlerinin, kadınların örtünmesine kadar, Bizans etkisinde olduğu yazılmıştır.
*Konstantinopolis’in II. Mehmet tarafından fethinden sonra Fatih Kanunname’sini hazırlamış, bunda Bizans hukuku örnek teşkil etmiştir. Osmanlılar üzerinde 16. yüzyıl başında, fetihlerle gelen Arap tesiri başlayıncaya kadar hukuk sahasında Bizans örf ve kanunlarının hüküm sürdüğü öne sürülmüştür. Kanun kelimesinin Rumca canon’dan geldiği de not düşülmüştür.
*Osmanlı İmparatorluğu teşkilatında Bağdat, Karakurum, Pekin saraylarından da birçok şey alınmış, ama en çok Bizans İmparatorluğu müesseselerinden etkilenilmiştir.
*Osmanlılarda ülkenin Anadolu ve Rumeli beylerbeylikleri olarak ikili yapısı,
*Vilayetlerin idaresi hususu; Bizans théme’leri ile Osmanlı sancakları arasındaki benzerlik,
*Bizans ve Osmanlı saraylarında birçok memuriyet arasında paralellik,
*Arazi kanunları ve arazi vergilerinde benzerlik,
*Öşür, yani onda bir nispetinde ürün vergisinin, Bizans’ta da olduğu,
*Şeriata ait olmayan vergilerin Bizans’tan alındığı,
*Tımar kelimesinin Rumca tımarion’dan geldiği,
*Saray adetleri, merkez teşkilatı, vilayet idareleri, ordu teşkilatı, toprak meseleleri,
*Tapu kelimesinin Rumca topos’dan geldiği,
*Sikkelerde, ölçülerde, mimaride, inşaat ve gemiciliğe ait tabirlerde,
*Sefirlerin kabulünde silahların alınması adetinde,
*Yeniçerilere dağıtılan cülus bahşişi usulünde,
*Sultanların fermanlarında,
*Büyük zaferlerini dost ve tabi devletlere bildiren Roma imparatorları gibi, Osmanlı imparatorlarının da zaferlerini fetihnamelerle duyurmasında,
*Saray protokolünde,
*Sorguçlar, türlü elbiseler ve alaylarda,
*Hadım haremağaları,
*Alkış adeti,
*Efendi kelimesinin Rumcadan alındığı,
*Ulema teşkilatında Rum Patrikhanesi’nin etkisi olduğu yazılmıştır. Hatta N. Iorga, Osmanlı devletinin bir Müslüman Roma İmparatorluğu olduğunu söyler.
- 1942 yılında Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, İstanbul Üniversitesi müfredatına Bizans Tarihi dersinin eklenmesini buyurur. Ancak yerli akademisyenler arasında konunun uzmanı yoktur. Milli Eğitim Bakanlığı, Ankara’da kurulu British Council’dan yardım ister. Onlar Steven Runciman’ı önerirler. Runciman İstanbul’da üç buçuk yıl kalır ve Üniversite’de, tercüman vasıtasıyla Bizans Tarihi öğretir. Runciman, 1965 yılında Konstantinopolis Düşerken adlı eserini yayımlamıştır.
A. Finlay, Ahmet Güneştekin, Bağdat, Baron de Busbec, Baudier, Bizans İmparatorluğu, Bizans Tarihi dersi, Bizans-Osmanlı, Bizans-Osmanlı Etkileşimi, British Council, Charles Diehl, Contemporary İstanbul, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Du Cange, E. Oberhummer, H. A. Gibbons, Hammer, II. Mehmet, İstanbul Üniversitesi, İstanbul’la Yüzleşme, J. H. Kramers, Jean Deny, Kanunname, Karakurum, Konstantinopolis, Konstantinopolis Düşerken, Lavisse, Leunclavius, Ludwig Fekete, Mustafa Paşa, Öşür, Pekin, Pietro della Vallé, Prof. M. Fuad Köprülü, R. V. Scala, Rambaud, Roma imparatorları, Rum Patrikhanesi, Sokolov, Steven Runciman, V. D. Smirnov, Zachariae von Lingenthal
Leave A Reply