- Justinyen idaresinin sonuna doğru imparatorluk, mali darboğaza girmişti. II. Justinus babası zamanında yapılan borçları zorlukla ödemişti. Perslere/Sasanilere yıllık vergiyi ödemeyerek yaptığı barışı sona erdirmiş oldu. Persler 573’te Nisibis’i (Nusaybin), Apamea’yı (Birecik), Dara’yı (Mardin), Amida’yı (Diyarbakır) ele geçirdi. İmparatorluğun batı ve kuzey sınırlarını tehdit eden Avarları yenemeyen Bizans, onlarla anlaşma yaptı.
- Bu iki gelişme ile Türk-Bizans ittifakı bozuldu. Bizans, Türklerin Perslerle olan sorunda kendi yanlarında olmamasını; Türkler ise düşmanları Avarlar ile yapılan anlaşmayı fesih nedeni saydı. İstemi Kağan ölmüş, yerine oğlu Tardu geçmiş; Bizans’ta ise Tiberius imparator olmuştu. Tiberius, 575-576’da bir elçi heyetini Türklere gönderdi. Bu, Bizans’tan Türklere gönderilen üçüncü heyetti. Tardu, heyeti iyi karşılamadı ve Bizans üzerine ordusunu yolladı. 576 yılında Keriç Boğazı’nı (Kırım) ele geçirdi. Ama kağanlığın içindeki karışıklıklar sebebiyle planlarını uygulamaktan vazgeçti. Göktürk Kağanlığı 582 yılında ikiye bölündü; Türklerden Bizans’a gönderildiğini bildiğimiz ilk heyet 595 yılında gitti. Bundan başka Göktürkler ile Bizans arasında siyasal bir ilişkiyi ifade eden doğrudan bir bilgi yoktur.
- Romalı yazarlar gözlemlerine ve Türkler hakkında Avarlar’ dan öğrendiklerine dayanarak Türkleri bağımsızlıklarına düşkün; kuvvetli ve sert tabiatlı; ateşe değer veren, suya ve havaya saygı gösteren; yeri ve göğü yarattığına inandıkları tanrıya ibadet eden ve ona at, inek ve koyun kurban eden; askeri bir sisteme sahip; Romalılar ve İranlılar gibi siper kazmayan; geceleri düşman üzerine harekete geçen; her türlü yokluğa ve kıtlığa, sıcağa ve soğuğa dayanıklı; çocukları üç-dört yaşından itibaren koyun sırtında at binme talimi yapan, erkek ve kız çocukların erken yaşta at binmeyi öğrendiği, at üzerinde yiyip içen, uyuyan ve bütün gününü at üstünde geçiren, adeta yürümekte zorluk çeken; demir madenleri ünlü; cesur ve sayı bakımından fazla, diye tanımlamışlardır. Bu tanımlamalar, Hunlar, İskitler, Avarlar, Eftalitler ve diğer Turani özelliklere sahip toplulukların genel karakterinden söz eder.
- 10. yüzyıldan itibaren Türk ücretli askerler Bizans ordusu içerisinde yer almış, bu askerlere, Turcople veya Turkopouloui (Türkoğlu) demişlerdir. Bizans İmparatorluğu hem orduda Türk gücünden istifade etmiş hem de Türk savaş tekniklerini gözlemlemiştir.
- Bizans ordusundaki Türklerin ve Anadolu Selçuklu ordusundaki Rumların varlığı bilinmektedir. Türk ya da başka milletten ücretli asker kullanımı, Bizans askeri sisteminin parçalanmaya başlaması ile baş gösteren ve kalıcı hale dönüşen bir uygulama olmuştur. Selçuklular da aynı şekilde Anadolu Hıristiyanlarını kendi ordularına almışlardır. Bizans ordusunun aksine, Selçuklu ordusundaki yabancı ögeler yalnızca esirlerdi. Bu farlılık, Selçukluların, dinini değiştiren esirlerin orduya kabul edilmesini öngören uygulamalarından ötürüdür. Ayrıca her iki orduda da yarı Türk, yarı Rum askerler de vardı.
Anadolu Selçuklu, Avarlar, Bizans, Bizans İmparatorluğu, Eftalitler, Hunlar, İskitler, İstemi Kağan, Jüstinyen, Keriç Boğazı, Tardu, Tiberius, Turcople, Turkopouloui
Leave A Reply