- 1990’larda liberal olmayan demokrasi tabiri ün kazandı. Bu tabir, seçimlerin yapıldığı fakat hukukun üstünlüğünün gözlemlenemediği, kontrol ve denge mekanizmalarının ihlal edildiği rejimleri tanımlamakta kullanıldı. Halk desteğine sahip bu hükumetlerin düzenli olarak siyasal hakları, özgürlükleri ve mülkiyet haklarını ihlal ettiği saptandı.
- Yaşadığımız döneme medya demokrasisi veya izleyici demokrasisi adı da verilmektedir. Bu tanımlamalar ile yurttaşların siyasete güçlüleri izleyerek katıldığı ima edilmektedir.
- Küçük çocuklar bile, üstelik aramazken, pek çok ırkçı site ile karşılaşabiliyor. Bir sürü ırkçılık karşıtı site de var ama hangisine rastlanacağı şansa kalmış. Buna internet demokrasisi deniyor.

All Palaces, Robert Montgomery, 2013.
Tüm sarayların geçici olduğunu belirten görselimiz eşliğinde bu defa demokrasinin modellerine değiniyoruz: Temsili demokrasi, liberal olmayan demokrasi, medya demokrasisi, izleyici demokrasisi, internet demokrasisi, egemen demokrasi, sahte demokrasi, bireyci demokrasi, demokratik diktatörlük, totaliter demokrasi gibi.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, Contemporary İstanbul 2015.
- İran doğumlu psikoloji profesörü Fathali M. Moghaddam, demokrasilerde diktatörlüğe kayma olasılığının her zaman olduğunu; ekonomik ve politik istikrarsızlık dönemlerinin ve ülkeye yönelik dış tehdidin bu iş için ideal olduğunu söylüyor. Moghaddam, diktatörlüğü ve demokrasiyi bir sarkacın iki aşırı ucu olarak konumlandırıyor. Toplumların bu sarkacın salınım çizgisi üzerinde farklı yerlerde bulunduklarını; ama toplumlar sürekli değiştiği için diktatörlük-demokrasi arasında gidip gelen bu sarkacın izlediği çizgideki yerlerinin değişebildiğini yazıyor.
- Moghaddam, demokrasinin asgari koşulları olarak dört kriter öne sürer:
*Şehir meydanında tutuklanma, şiddet görme riski olmadan özgürce konuşulabiliyor mu?
*Yurttaşlar, hür, adil, düzenli olarak gerçekleşen, seçeneklerin gerçek rakipler olduğu, tekrar seçilebilmenin azami bir sınırı olan seçimlerde oy kullanarak iktidarı değiştirebiliyor mu?
*Azınlık hakları korunuyor mu?
*Yargı bağımsız mı? Mahkemeler kamu ve/veya politik oluşumlar aleyhinde karar alması gerektiğinde, yargı baskı ve denetime maruz kalıyor mu?
- Yalnızca lider ve lideri yücelten kitlenin dikkate alındığı, farklı seslerin duymazdan gelindiği, bireylerin siyaset üzerindeki her etkisinin önünün kesildiği ortamlara Putin egemen demokrasi adını vermişti. Kişi hak ve özgürlükleri, güçler ayrımı, ifade ve basın özgürlükleri, kontrol-fren mekanizmaları, azınlık hakları gibi hukuk devletinin içeriği demokrasinin dışında tutulurken, kavramdaki “demokrasi” kelimesi lidere meşruiyet sağlamaya yaramaktadır.
- Fransız felsefe profesörü Jacques Ranciére (1940-), demokrasinin adı kullanılarak totalitarizmin üstünün örtüldüğü görüşünü öne sürüyor. Kimi boşluklardan ya da krizlerden yararlanan liderlerin bu yola girip iktidarını kurduğuna dikkat çekiyor. Bu şekilde dışı liberal, içi totaliter bir “demokrasi”ye varılıyor. Temsili demokrasiyi kötülemek, yok etmeye çalışmak suretiyle azınlık yönetimine ulaşılıyor. Bu, Ranciére’nin sahte demokrasi dediği bireyci demokrasinin serpilmesini sağlıyor. Bireyci demokrasilerde “bazılarının daha eşit” olduğuna; bu kesimin, iktidarının devamı adına demokrasiyi kendine göre düzenlediğine dikkat çekiyor.
- Diktatörün mutlak iktidarını meşru kılmak ve halkın dikkatini dağıtmak için demokratik söylemler kullanılıp, düzenli aralıklarla seçimler de yapılabilir. Aldatmak amacıyla kullanılan demokratik ritüellerin uygulandığı rejimlere demokratik diktatörlük veya totaliter demokrasi adı verilmektedir.
Yararlanılan Kaynaklar
Kirli Sepetinde Bir Gömlek, Ali Bulunmaz, Cumhuriyet Kitap, 14 Ağustos 2014.
Diktatörlüğün Psikolojisi, Fathali M. Moghaddam, 3P Yayıncılık, 2014.
Leave A Reply