- Nietzsche çok önceden, tanrının ölümünden sonra sağlığın bir ilahe mertebesine yükseleceğini söylemişti.
- Fit bedenler ile üretkenlik ve mutluluk arasında kurulan bağ, sağlığın neredeyse bir erdem olarak değerlendirilmesine yol açıyor. Bu bakış açısı, günümüz kadın ve erkeklerini daha fit olmaya, hasta olmamaya, iş dışında da çalışmaya, enerjiyi en üst seviyede tutmaya zorlarken dayatılan doğrular takıntı halini alıyor.
- Yumurta, zeytinyağı, tereyağı vb. tıbben bir süre zararlı, daha sonra faydalı ilan edilerek kişilere yaşam koçu, beslenme ve diyet programları, psikolojik destek birimleri gibi kendine has bir endüstri dayatılıyor.
- Biz istemeden bizi uyaran, belirli aralıklarla su içmelisin, diyet yapmalısın, bugün az uyudun, artık dinlenmelisin, biçiminde komutlar veren bir cihazlar dünyasının esiri olmak üzereyiz.
- Dünyada her yıl kirli içme sularının yol açtığı hastalıklar nedeniyle yaklaşık 842 bin kişi ölüyor. 187 ülkenin musluk suyunun kirli olduğu saptandı, ne yazık ki bunlar arasında ülkemiz de var. Globalhunters 2019 listesinde musluk suyunun en temiz olduğu ülkeler arasında Birleşik Krallık, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Kuzey ve Batı Avrupa ülkeleri, ABD ve Japonya yer aldı.
- Güney Koreli yazar ve kültür kuramcısı Byung-Chul Han’a göre başarı ve performansa endeksli bir çalışma ve yaşama toplumu olan günümüzün disiplin toplumu artık hapishanelerden, hastanelerden, ıslahevlerinden, garnizonlardan ve fabrikalardan değil, camdan ofis kuleleri, alışveriş merkezleri, fitness merkezleri, yoga stüdyoları ve güzellik kliniklerinden meydana gelmektedir. Bu özne, itaatkar özneye göre özgürdür. Psikolojik durumuna yapmak zorunda olmak değil, yapabilmek damgasını vurur. Varoluşu emir ve yasaklarla değil, özgürlükle ve girişimle tanımlanır: “Sağlıklı yaşam histerisi, hayatın her türlü anlatısal içerikten boşaldığı yerde oluşur. Sosyalliğin erozyonu karşısında geriye sadece her ne pahasına olursa olsun sağlıklı tutulması gereken bir beden kalmıştır.”
- Žižek’e göre Batı’nın toplumsal sistemi “liberal kadınları” rekabet güçlerini koruyabilmek için güzellik ameliyatlarına katlanmak için devasa bir baskı altına almaktadır: “Kadınların gönüllü olarak güzellik ameliyatı eziyetine katlandıkları Batılı toplumun, kadınları sünnete maruz bırakan Afrika toplumundan ilke olarak farkı yoktur.”
- Batılı başarı ve performans toplumu yalnız kadınların veya işçi sınıfının değil, bütün üyelerinin maruz kaldığı bir zor yaratmaktadır. Güzellik ameliyatlarına erkekler de yatmaktadır. Pazarda rekabet güçlerini onların da artırması gerekmektedir. Botoks, silikon, kas geliştirme, fitness merkezlerine üyelik… Başarı ve randıman toplumu, sınıf ya da cinsiyet farkı gözetmeyen bir doping toplumudur. Herkes performans ve sağlık peşindedir.
- Anti-aging 2009 yılında yerini yeni bir anlayışa, telomer bilimine bıraktı. Telomer biyolojisi, DNA’daki şifrelere göre bireylerin biyolojik yaşını geriye alarak gençleştirmeyi hedefleyen yeni bir sağlık anlayışını getiriyor.
Uluslararası Af Örgütü, 2016 yılında idam cezalarının arttığını, ancak infaz sayılarının bir önceki yıla göre %37 azaldığını açıkladı. İnfazlardaki azalış, büyük oranda Pakistan ve İran’dan kaynaklandı. İran, Pakistan, Çin, Suudi Arabistan ve Irak ölüm cezalarında ilk beşte. Altıncı sırada Mısır, 2016’da 20 idamı infaz eden ABD ise yedinci sırada.
ABD, Anti-aging, beslenme ve diyet programları, Botoks, Byung-Chul Han, Çağımızın Şiddeti, Çin, DNA, fitness, Globalhunters, Güney Kore, günümüzün disiplin toplumu, idam cezaları, Irak, Iran, kas geliştirme, kirli içme suları, Mısır, Nietzsche, ölüm, Özcan Uzkur, Pakistan, psikolojik destek birimleri, Sağlıklı yaşam histerisi, şiddet, silikon, Suudi Arabistan, Tanrı, Telomer biyolojisi, tereyağı, Uluslararası Af Örgütü, yaşam koçu, Yumurta, zeytinyağı
Leave A Reply